Gazeteden de öte, Türkiye'nin hafızası... - Hikmet Kurnaz

Özdemir İnce bir yazısında Jean Jaures'ten bahsedince kütüphanemde, laikliği de konu alan "Sosyalist Anlayış" adlı kitabını ararken Emine Uşaklıgil'in "Benim Cumhuriyet'im" kitabı ile karşılaşınca, aklıma Cumhuriyet'in tarihine anekdot olması için bu yazı düştü. Çünkü Cumhuriyet bir gazeteden öte Cumhuriyet Türkiye'sinin hafızası ve vakanüvisidir.

İlkokula başlamadan çok önce okuyup yazmayı öğrendiğim ilk kelime, büyükbabamın elinden eksik etmediği gazetenin başlığına baka baka Cumhuriyet olmuştu. Hem doğduğum hem de kış ve yaz tatillerinde çocukluğumun geçtiği Fatsa'nın Bağlarca köyünün ilk muhtarı olan büyükbabam, Cumhuriyet'in devamlı bir okuyucusuydu. Köyden uzaklığı 10 km olan pazarın da kurulduğu pazartesi günleri Fatsa'ya gider ve gazeteci Recep (Gülenç) adıyla maruf bayide haftalık biriken Cumhuriyet gazetelerini alır ve eğer çıkmışsa Akis ve Akbaba dergileriyle beraber geri gelir, duvarında hatırladığım kadarıyla "Hâkimiyet milletindir" yazan bir afişin bulunduğu "yazlık oda" dediğimiz odasında biriken gazete ve mecmualarını okurdu. Cumhuriyet Türkiye'sinin de ilk muhtarlarından olan büyükbabam köyde toplanan paralarla ilkokul, sağlık ocağı ve bir caminin yapılmasına ve köyde kız-erkek çocukların okumalarını bugün de hâlâ adlarını hatırladığım Fazıl Ertuğrul, Gültekin Konkuralp, Ali Cihan gibi çok sayıda aydın öğretmenlerle birlikte öncülük etmiş, öğretmenlere köyde büyükçe sayılan evini bedavaya pansiyoner olarak açmıştı.

KARAÖREN'İN TÜRKÇE DERSLERİ

Cumhuriyet gazetesine ilkokulda başlayan düşkünlüğüm sonraki eğitim yıllarımda da hep sürdü. Bazen üniversite yıllarımda ara sıra protesto etmek için Yeni Ortam ve Demokrat gazeteleriyle de kesintiye uğramadı değil. Ancak bankacılık mesleğimle birlikte Cumhuriyet tutkusu sadece okuru olarak değil, "Olaylar ve Görüşler" sayfasında "elbette bir gün bende yazarım" heyecanıyla birlikte büyüdü. En sonunda "Paranın faize reveransı" başlığı ile gazeteye faksladığım yazımın 3 Ocak 1989 tarihinde "Paranın Faize Şapka Çıkarması!" başlığı ile yayımlandığını gördüğümde, bankanın hemen yakınında Kızılay Bayındır Sokak'taki Washington Restoran'da sevincimi bir yandan bir kadeh rakının eşliğinde yaşarken bir yandan da yazıdaki cümlelerdeki düzeltmeleri görerek Sami Karaören'in Türkçe derslerini de hafızama yerleştiriyordum. Bu yazımla başlayan Cumhuriyet'teki yazı serüvenim bazen ekonomi sayfalarına taşarak iktisat ve bankacılık yazınında Dünya gazetesiyle birlikte beni hep teşvik edici olmuştur.

'DEMOKRASİNİN SAVUNUCUSU'