Garipler mezarlığında bir ülke - Gani Aşık

Mustafa Kemal, 1919'da 18 yurtseverle birlikte Sevr'i yırtmak için Samsun'a hareket ettiğinde ülke neredeyse her şeyin bittiği noktada ölüm sessizliği yaşıyordu. "Rüzgâr uyumuş, ay dalıyor, her taraf ıssız"dı. O en büyük Türk ve deha, ulusunun yüreğindeki bağımsızlık ateşinin küllerini yeniden harladı.

İnebolulu kadınların çıplak ayakla Ilgaz Dağlarını aşarak cepheye ulaştırdığı mühimmat ve yoksul Anadolu'daki her evden savaş alanlarına gönderilen kıl çorap ve yırtık çarık Ata'yı duygulandırıyordu.

Dünya ölçeğinde hayranlık uyandıran bir utku ile dönemin büyük emperyalistlerini dize getirerek Kuvayı Milliye'nin öteki önderleriyle devleti bu koşullarda kurdu ve 1923'te Cumhuriyet ilan edildi.

Genç devlet, süreç içinde modernitenin zorunlu kıldığı çağdaş devrimler ve dünya standardında hukuk düzeni ile zenginleştirildi. Ama ne yazık ki 100 yıllık örgütlü kin, züccaciye dükkânına giren fil gibi kozmik odaya kadar daldı.

TÜRKİYE'YE GENEL BAKIŞ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize'de "Partiyi ticarethaneye çevirenlere asla müsaade etmeyiz" dedi. Eskiler böyle durumlarda "Fesuphanallah" derlerdi. Onay vermez ise demirin hamuru kesmediği, Ay'ın doğup rüzgârın esmediği bu ülkede, Sülün Osman'a ve Uzanlara rahmet okutacak soygun düzenini Kızılay'daki simitçi mi kurdu "Saray müteahhitleri" olarak bilinen vampirlere, ancak bir sömürge ülkesinde olabilecek yağma çarkını kim kurdu

Kefen parasını Kuvayı Milliye'ye bağışlayan Rifat Börekçi'nin koltuğunda, dünya turlayan ama Anıtkabir'e gitmeyen Ali Erbaş'ın, Hasan Âli Yücel'in koltuğunda Yusuf Tekin'in, Mahmut Esat Bozkurt'un koltuğunda Yılmaz Tunç'un oturduğu bir ülkenin pusulası Batı'yı değil, Pakistan ve Afganistan'ı gösterir.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi referandumunun "Atı alanın Üsküdar'ı geçmesi" oldubittisi ile 2017'de kotarılıp 9 Temmuz 2018'de yürürlüğe girmesiyle de 100 yıllık cumhuriyet; Menzil, İsmailağa, Erenköy, İskenderpaşa ve Nurcu hareketin kinleri ile garipler mezarlığına defnedilmeye çalışıldı. Ancak onu bu durumdan çıkaracağız ve canlandıracağız. Cumhuriyetin elimizden kayıp gitmesinde, CHP sayesinde efsaneleşen Ecevit'in Hamzakoy sonrası reddi mirasının, Fildişi kulesindeki Baykal'ın CHP'yi mülkü gibi görmesinin ve kaba Sünnilikten çok çekmiş bir inanç grubuna mensup olduğu halde Kılıçdaroğlu'nun, partinin özgün değerlerini sağ ideoloji ile takas etmesinin ve 2.5 milyon sahte oyla rejim değişikliğinin üstüne bir bardak su içmesinin vebali büyüktür.