Emperyalizme tokat: 1 Mart Tezkeresi - Mustafa Özyürek
Abdullah Gül başkanlığındaki AKP hükümeti, ABD'nin Irak'a saldırısı için Türkiye topraklarına 60 bin asker, 259 uçak konuşlanmasına izin veren bir tezkereyi Meclis'e göndermişti. R.T. Erdoğan, yasağı nedeniyle milletvekili seçilemediği için AKP genel başkanıydı fakat Başbakan değildi.
Tezkerenin 1 Mart 2003'te görüşüleceği belli olunca, ABD'nin Irak'ı işgaline ve topraklarımızın cephe olarak kullanılmasına karşı olan CHP ve lideri Deniz Baykal karşı kampanyayı başlatmıştı. Savaşa hayır mitingleri düzenleniyor, CHP grup toplantılarında Deniz Baykal, "Tezkereye hayır!" diyerek "Türkiye tarihine yakışan bir karar alacağız" diye haykırıyordu.
AKP'DE 1 MART TEZKERESİNE KARŞI OLANLARTezkere günü yaklaştıkça CHP grup başkan vekilleri olarak Haluk Koç ve Oğuz Oyan'la birlikte, grubumuzda fire vermemek ve AKP'den "hayır" oyu sağlamak için çalışıyorduk. Bazı çevreler, iş dünyası ve ABD'ye yakın olduğunu düşündükleri CHP milletvekillerinin tezkereye "evet" diyecekleri dedikodusunu yayıyorlardı. Ancak bizler arkadaşlarımıza güveniyorduk. Nitekim hiçbir fire vermeden 178 CHP milletvekili "hayır" dedi.
AKP'li Bakan Zeki Ergezen, bana "Sizinle ilk defa aynı doğrultuda oy kullanacağım" diyerek tezkereye ret vereceğini açıklamıştı. Tezkerede bakan olarak imzası olduğunu hatırlattığımda, "o ayrı mesele" demişti. AKP'liler ile görüşmelerimizde önemli bir fire olacağını anlamıştık.
ASKERDEN BEKLEDİKLERİ DESTEK GELMEDİErdoğan ve yöneticiler, MGK'den tezkereyi destekleyen bir tavsiye kararı beklediler. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığındaki kurul, "Uluslararası meşruiyet" aranmasını istedi. Oysa dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök tezkereye hararetle sahip çıkıyordu. Özkök, Türkiye ile ABD arasında imzalanan "Mutabakat Muhtırası"nın Türk Silahlı Kuvvetlerine Irak'ta PKK'ye müdahale fırsatı verdiğini iddia ediyordu. 1 Mart görüşmelerinde Meclis'e sunulmayan Mutabakat Muhtırası'nda, meşru müdafaa dışında TSK'nin PKK güçlerine silah kullanmasına izin vermiyordu.
TEZKERE GÖRÜŞMELERİ1 Mart günü geldiğinde Meclis'te büyük bir heyecan vardı. CHP'liler olarak bizler, az bir oy farkla "hayır" oylarının fazla olacağı beklentisi ve temennisindeydik. AKP'den çok sayıda "hayır" oyu çıkacağını bekliyorduk. Özellikle Erdoğan'a yakın AKP'liler tezkerenin reddedileceğinden emin görünüyorlardı.
Hükümet, görüşmelerin kapalı olmasını istiyordu. ABD'nin bir müslüman ülke olan Irak'a saldırısına destek verecek tezkerenin savunulmasını halk duymasın istiyorlardı. Oturumu Meclis Başkanı Bülent Arınç yönetiyordu. Önder Sav, usul hakkında söz alarak etkili bir konuşma yaptı. Arınç uzun konuşmaya müsamaha etti. Önder Sav'ın "ABD'den değil, Allah'tan korkun" diye bitirdiği konuşması AKP'lileri tedirgin etti.
Sonra kapalı oturuma geçildi. Görüşmeler basına kapatıldı. Kapalı oturumda rahmetli Deniz Baykal bir saat on dakika süren etkili bir konuşma yaptı. Tüm milletvekilleri dikkatle dinlediler ve bana göre etkilendiler.
OYLAMA SONUCUOylamaya 533 milletvekili katılmıştı. 250 ret, 264 kabul ve 19 çekimser oy çıktı. AKP'liler kabul oyları fazla çıkınca alkışlamaya ve birbirlerini kutlamaya başladılar. CHP grup başkan vekili olarak, ayağa kalkıp "Anayasanın 19. maddesine göre kabul için 267 oy gerekir, 264 çıktığına göre tezkere reddedilmiştir" diyerek itiraz ettim. Bülent Arınç şaşkındı. Beni ve AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz'u toplantıya çağırdı. Beni dinleyip anayasayı inceleyince "Özyürek haklı" dedi. Salih Kapusuz, "Kabul oyu esas, Özyürek yanlış biliyor" dedi. Başkan "Tezkere kabul edilmemiştir, yapacak bir işlem yok" deyince Kapusuz, "Yeniden oylayalım" diye ısrar etti. Ben "Oy sayımında bir eksiklik yok, sonucu ilan etmelisiniz" diye direttim. Başkan oturumu açarak tezkerenin reddedildiğini ilan etti. CHP'liler olarak biz alkışlamaya başladık. AKP'liler şaşkınlıkla birbirini suçlamaya başladı.