Devletin hukuki sorumluluğu - Suna Türkoğlu
Demokratik hukuk devletleri, evrensel hukuk ilkelerine ve kendi anayasalarının koyduğu hüküm ve kurallara uymak; bağımsız yargı organlarının kararlarına uygun işlem ve eylemlerde bulunmak zorundadır. Kamugücü kullanma ayrıcalığıyla donatılmış idarenin de kurmuş olduğu veya kurulmasına izin verdiği kamu hizmetlerinden ve istihdam ettiği kamu personelinin hizmetle ilgili tutum ve davranışlarından doğan hukuki sorumluluğu vardır.
Devletin hukukla bağlı olması, kamu yönetiminin her türlü eylem ve işlemlerinde hukuka uygun davranması ve bunlara karşı yargı yolunun açık olması mutlakbir zorunluluktur.
Devletin temel amaç ve görevleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 5. maddesinde "Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak; kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak "olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
Bugünkü hukuk devleti insan haklarına yalnızca saygılı olan değil; aynı zamanda bu hakları koruyabilecek adil düzeni kurup yaşatmayı başarabilen devlettir. Dolayısıyla devletin hukuki sorumluluğu, insan haklarının söz konusu olduğu her yerde ve her alanda vardır.
Anayasaya göre devlet organları ve idare makamlarıbütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. İnsanlarda yaşamak, maddi ve manevi varlıklarınıkorumak ve geliştirmek hakkına sahiptirler. Bu nedenle de anayasa ile tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen her bireyin yetkili makama başvurma hakkı bulunmakta olup bu imkânın geciktirilmeksizin kendisine sağlanmasını isteme hakkı vardır. Çünkü anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
SORUMLULUĞUN TEMELİDevletin hukuki sorumluluğunun temeli anayasadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu belirleyen 2. madde ile; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunu hükme bağlayan 125. madde; idareyi objektif- sübjektif, olumlu-olumsuz, açık-kapalı, eylemli-eylemsiz, hukuki-fiili olarak bir şekilde sonuç yaratan tüm icraatlarından ve hatta hareketsiz kalmasından sorumlu tutmaktadır. Ayrıca 129. madde ile önemli bir sorumluluk ilkesi daha ortaya konulmuş ve kişilerin kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan ötürü, bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açacakları belirlenmiş bulunmaktadır.
BOZULAN DENGEDevletin ve idarenin, geleneksel, ahlaki, vicdani sorumluluğu elbette ki vardır. Ancak asıl önemli olan, kişiye göre değişmeyen ve herkese eşit mesafede bulunan hukuki sorumluluğudur. Devletin hukuki sorumluluğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın bu konudaki içtihatları ile şekillenmekte, vücut bulmakta ve varlık kazanmaktadır.