Cumhuriyetin temeli o kadar güçlü ki hiçbir baskı sarsamaz! - Özgür Özel

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, 19 Kasım 1937'de, Adana Kız Enstitüsü'nde tarih dersinde...

Bağımsızlığımızın mimarı, kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "en büyük eserim" diyerek bizlere emanet ettiği, "kimsesizlerin kimsesi" Türkiye Cumhuriyeti'nin 102. yılını büyük bir gurur ve coşkuyla kutluyoruz.

Cumhuriyetimizin kurucu kadroları, ülkemizi önce düşman işgalinden kurtarmış, bağımsızlığımızı sağlamış, ardından tebaa olarak görülen vatandaşlarımızı eşit yurttaşlıkta buluşturmuştur.

Genç Cumhuriyetimiz kısa zamanda büyük bir ekonomik kalkınmayı sağlamış; siyasi, hukuki ve sosyal alanlarda devrimlere imza atılmıştır. Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti, bölgesindeki mazlum milletlere ilham olmuştur.

'SANDIK ATATÜRK'ÜN EMANETİ'

Cumhuriyetimizde egemenlik, kayıtsız şartsız millete teslim edilmiştir. Ardından ise halkın iradesi üzerinde yükselen Türkiye, farklı siyasi partilerin özgürce rekabet ettiği demokratik sistemle yücelmiştir. Atatürk'ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi, siyasi yaşamı boyunca milletin tercihlerine saygı duyarak siyaset yapmıştır. Sandık, bizlere Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten ve kurucu kadrolarımızdan emanettir.

Partimiz çok darbelerden çok baskı dönemlerinden geçmiştir. Genel başkanlarımız tutuklanmış, partimiz kapatılmış ve mallarına el konulmuştur. Günü gelmiş milletin takdiriyle Cumhuriyet Halk Partisi ülkeyi yönetme yetkisi almış, günü gelmiş 47 yıl boyunca tek başına iktidar olamamıştır. Ancak hiçbir zaman partimiz, milletin iradesinden başka bir güce inanmamıştır.

Bugün Cumhuriyetimizin 102. yaşında, onun kurucu felsefesine, hukuk devleti anlayışına yönelik ağır bir saldırı altındayız. Adalet mekanizmasının araçsallaştırıldığı, millet iradesinin yok sayıldığı bir sivil darbe sürecini yaşıyoruz.