Türkiye'nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak. Bu süreçte, partinin kurumsal kimliğini ve kadrolarını hedef alan, kimi belediye başkanlarımızı özgürlüğünden yoksun kılan, hizmetten alıkoyan haksız ve hukuksuz saldırılar, inandırıcılıktan yoksun iddialar ve iddianameler, partiyi kenetlemiş, safları sıklaştırmış ve partimizi halk nezdinde daha da güçlendirmiştir. CHP'nin eylem ve etkinliklerine yoğun ilgi ve coşkulu katılım da bunun en açık örneğidir.
PROGRAM VE KADRO39. kurultayımız, iki bakımdan büyük önem taşımaktadır: Program ve kadro. Uzun süredir üzerinde çalışılan, parti örgütlerindeki çeşitli çalıştaylarda tartışılarak olgunlaştırılan ve kurultayda son şeklini alacak olan yeni programın ülkemizin ve halkımızın sorunlarına somut ve özlü çözümler getireceğini şimdiden söyleyebiliriz. ünkü ciddi bir hazırlık sürecinden geçilerek, büyük emek verilerek, uzmanlarla da çalışılarak son aşamaya gelinmiştir.
Program önemli olmakla birlikte bir o kadar önemli olan da uygulamadır. Bu da yetkin bir kadroyu gerekli kılmaktadır. Kurultayda seçilecek yeni yönetim bu bağlamda büyük önem taşımaktadır. CHP içinde partiyi ve ülkeyi başarılı biçimde yönetecek yetenekli ve liyakatli kadrolar fazlasıyla vardır, yeter ki bunlara şans ve fırsat verilsin. "Büyük kurultay"a bu anlayışla gidilmekte olduğunu, bunun genel başkanın olduğu kadar, parti örgütü ve üyeleriyle, CHP'yi yerel seçimlerde oylarıyla birinci parti yapan, yurttaşlarımızın da talebi olduğunu biliyoruz.
Parti ve geleceğin iktidarını oluşturacak kadrolar yalnızca vefa duygusuyla seçilemez, biat ve itaate göre tercih yapılamaz; önemli olan liyakattir, yetenektir, güvendir. Parti içi demokrasinin sonuna kadar işletilmesi, kararların yetkili organlarda tartışılarak alınması da bir o kadar önemlidir. Kurucu parti her şeyden önce bir kurallar ve kurullar partisidir. Kurallar işletilmeli, kurullar çalıştırılmalıdır. Doğrusu da budur. Ülkeyi "tek adam" yönetiminden kurtarıp adalete ve demokrasiye işlerlik kazandıracak, parlamenter demokrasiyi yeniden yaşama geçirecek olan bir CHP'nin başka türlü hareket etmesi de beklenemez. CHP'yi yerel seçimde birinci yapan, AKP'yi ikinci parti konumuna düşüren mevcut yönetime teşekkür ederiz ancak bu yönetimin kurultayda, partiyi iktidara taşıyacak yeni takviyelerle güçlendirilmesi gereği de açıktır. Bunu dile getirmeyi, örgütün her kademesinde çalışmış, hiçbir beklentisi olmayan, 55 yıllık bir partili olarak görev biliyorum.
TARİHTEN ALINACAK DERSPartimizin tarihinde ders alınacak çok güzel örnekler vardır. Atatürk, Selanik'ten çocukluk arkadaşları ve yaşam boyu can yoldaşları olan ve ona "Kemal" diye ismi ile hitap eden tek kişi olan Nuri Conker ile ölümünde, "Başkomutan yaversiz gidemez" diyerek silahı kalbine dayayıp ateşleyen Salih Bozok gibi iki değerli ismi parti yöneticisi de bakan da yapmamıştır. Onlar yalnızca milletvekili olmuşlardır. Ancak Dolmabahçe'deki bir akşam sofrasında, Harp Okulu'ndan hocası olan Milli Eğitim bakanını ağır biçimde eleştirdiği için "Sofrayı terk ediniz" dediği, devrimin ateşli savunucusu Dr. Reşit Galip'i üç ay sonra hocasının yerine Milli Eğitim Bakanlığı'na getirmiştir. Herkesten en iyi ve en doğru verimi nerede alacaksa o görevde tutmuştur.

6