ÇEDES'li, MESEM'li, diyanet akademili eğitim - Mustafa GAZALCI
Çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum (ÇEDES) projesi okullara imam ve din görevlilerinin gönderilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın (DİB) imzalayıp yürüttükleri bir proje. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez bu boyutta, yasalara ve geleneklere aykırı bir biçimde eğitimle, öğretmenlikle, uzmanlıkla ilgisi olmayan kişiler "manevi danışman" adı altında okullara sokulmaktadır. Cumhuriyetle birlikte ayrılmış olan okul ve cami bilerek birbirine karıştırılmıştır.
MEB'deki bir başka yanlış uygulama da Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) düzenlemesidir. MESEM, sözde ortaöğretim aşamasında bir mesleki okuldur. Öğrenciler bir gün okula dört gün işe giderler. Çırak olarak giren çocuklar üç yıl sonunda başarılı olurlarsa kalfa, 4. yılın sonunda da ustalık belgesi alırlar. Meslek lisesi diploması almak isterlerse fark dersleri sınavına girerler. Öğrencilere asgari ücretin yüzde 30'u kadar bir ücret ödenir. Yeterli güvenceleri yoktur.
En son 9 Ocak 2024'te İstanbul Büyükçekmece'de 14 yaşındaki MESEM'li Arda Tombul, bir firmada çalışırken kötü biçimde yaralanmış, sonra yaşamını yitirmiştir. Yaklaşık iki milyon çocuğun kayıt dışı çalıştırıldığı yetmezmiş gibi bir buçuk milyona yakın MESEM'li öğrencinin emeği devlet eliyle sermayeye sömürtülmektedir.
Bu uygulama Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne de aykırıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü'nün raporuna göre bu çocukların 300 bini 18 yaşın altındadır. Bir türlü görevinden ayrılmayan milli eğitim bakanı büyük bir pişkinlikle "uygulamada sorun olduğunu" söylemiştir. Düzenleme ivedilikle gözden geçirilmelidir.
DİYANET AKADEMİSİEğitimde bir başka yara da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, Diyanet Akademisi ve başka kurslarla okul öncesinden başlayarak her yaştan insana Milli Eğitim Bakanlığı'na koşut dinsel eğitim vermesidir.
En son 1 Şubat 2024'te Ankara'da Saray'da "Diyanet Akademisi Aday Din Görevlileri 1. Mezun Töreni" düzenlendi. Sekiz aylık eğitimden geçen 4 bin 537 kadın erkek kişi, din görevlisi olarak diplomalarını aldılar. Binlerce öğretmen atama beklerken bu kursu bitirenler hemen işbaşı yapacaktır.
Bu törende AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında bu kursların 33 yerde sürdüğünü, şeriata düşmanlığın esasında dinin kendisine husumet olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı konuşmada "Türk demek aynı zamanda Müslüman demektir" sözü kafamızı karıştırdı. Peki, İslamiyetten önceki Türkleri, bugün Müslüman olmayan Türk yurttaşlarımızı yok mu sayacağız
Dinsel konuları uzmanına bırakalım. Bizim derdimiz anayasanın, yasaların güvencesinde olan Öğretim Birliği'ne dayanan laik, bilimsel Cumhuriyet eğitimidir.