Çanakkale Deniz Savaşları'nın başlangıcı - DOÇ. DR. HÜNER TUNCER
Çanakkale Deniz ve Kara Savaşları, I. Dünya Savaşı'nda hemen hemen her cephede yenilgiye uğratılan ve çökmekte olan Osmanlı Devleti'nin adeta yeniden canlanmasına neden olmuştu. Osmanlı Devleti'nin, geçici bir süre için olsa dahi yeniden canlanmasına neden olan başlıca etken ise, Mustafa Kemal isimli genç bir yarbaydı!
Mustafa Kemal Sofya'da askeri ataşeyken, 28 Temmuz 1914'te I. Dünya Savaşı başlamıştı. Mustafa Kemal, savaşta pasif bir hizmette kalmak istemediğinden, gerekli makamlara başvurarak uygun bir göreve atanmasını istemiş; ancak bu isteği reddedilmişti. Mustafa Kemal bunun üzerine İstanbul'a dönmeye karar vermiş ve 20 Ocak 1915'te aldığı bir telgrafta, 19. Tümen Komutanlığı'na atandığını öğrenmişti.
GERÇEKÇİ VE CESUR BİR SUBAY19. Tümen'in nerede olduğunu araştırmak için İstanbul'daki 1. Ordu karargâhına giden Mustafa Kemal'i, Ordu Kurmay Başkanı Yarbay Kâzım (İnanç) 26 Ocak 1915 günü komutanı Mareşal Liman von Sanders ile tanıştırdı. O buluşmada von Sanders, Mustafa Kemal'e, Bulgarların niçin Birinci Dünya Savaşı'na girmediklerini sormuş; Mustafa Kemal de şu yanıtı vermişti: "Benim anladığıma göre Bulgarlar, iki ihtimalden biri gerçekleşmedikçe savaşa girmezler. Bunlardan biri, Alman ordusunun başarıya ulaşacağına inandıracak açık kanıt görmedikçe; ikincisi ise, savaş eylemleri kendi topraklarına değmedikçe."
Bunun üzerine von Sanders, Mustafa Kemal'e, "Bulgarlar, hâlâ Alman ordusunun başarısına güvenemiyorlar mı" sorusunu yöneltmiş ve Mustafa Kemal, "Hayır ekselans!" diye yanıtlamıştı. Mustafa Kemal'in bu yanıtı karşısında kızgınlığına gizleyemeyen Liman von Sanders, bu kez de Mustafa Kemal'in kendisinin ne düşündüğünü sormuş; Mustafa Kemal de, "Bulgarları görüşlerinde haklı buluyorum!" demişti.
Liman von Sanders, kendisiyle bu konuşmayı gerçekleştiren 33 yaşındaki genç Osmanlı Yarbayı'nın, tanıdığı diğer Osmanlı subaylarından farklı bir yapıda olduğunu anlamıştı. Bu genç asker, görüşlerini büyük bir cesaretle, ezilip büzülmeden, mareşal rütbesindeki bir Alman'ın yüzüne karşı söyleyebiliyordu.
ÇANAKKALE'Yİ GEÇME PLANI1914 Eylül'ünde İngiltere Denizcilik Bakanı Winston Churchill, Çanakkale Boğazı'nın denizden zorlanarak geçilmesi projesini geliştirmişti. Churchill'in görüşüne göre, Çanakkale Boğazı donanma ile zorlanırsa, boğazları ve İstanbul'u ele geçirmek mümkün olabilecekti. Çanakkale Boğazı'nı geçme planı, İngiltere'nin Akdeniz Filosu Komutanı Amiral Carden tarafından hazırlanmış ve 13 Ocak 1915'te İngiltere Savaş Konseyi tarafından onaylanmıştı. Müttefik Donanma Komutanı, İngiliz Amirali Carden'di. Fransız filosunun başında ise Amiral Guepratte vardı. Müttefik Donanma 14 savaş gemisi, 5 kruvazör, 16 muhrip, 1 uçak gemisi, 5 denizaltı ile 21 mayın tarama gemisinden oluşan İngiliz filosu ve 4 savaş gemisi, 6 muhrip, 1 uçak gemisi ile 2 denizaltıdan oluşan Fransız filosundan oluşuyordu.
Çanakkale Boğazı'nı geçme planına göre, önce boğazın girişini savunan dış bataryalar uzun mesafeden bir ateşle tahrik edilecekti. Daha sonra Boğaz'a girilerek, Anadolu yakasında Kepez'e, Rumeli'de ise Kilitbahir'e kadar olan tahkimat ile bataryalar bombardıman edilerek tahrip edilecekti. Bunu takiben, Çanakkale ile Nağra arasındaki savunma sisteminin son kısmı ateş altına alınarak zararsız duruma getirilecek ve Marmara'ya girilerek İstanbul yolu tutulacaktı.
Osmanlılar, top gücü açısından yetersizliklerini giderebilmek için, Çanakkale Boğazı'nın savunmasında mayından yararlanmaya önem vermekteydi. Bu nedenle, mayın hatları oluşturulmuş; kıyılarda da bu hatları koruyacak gizli obüs bataryaları yuvalanmıştı.