Çalışma yasalarında değişim gerekli mi - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir. Ülkemizde çalışma yaşamını düzenleyen yasalar bu konumdadır. 4857 Sayılı İş Yasası 2003 yılında 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasaları 2012 yılında yürürlüğe girmiştir.

Zaman içinde bu yasalarda yapılan değişiklikler yeterli olmamış ve bu yüzde çalışanların iş güvencesi ve sendika üyeliği güvencesi yeterince sağlanamamıştır. Bu konuda sendika yöneticileri sorumluluklarını yerine getirememiş ve ne bir konfederasyon ne de bir sendika bu yasalarda değişim önerisini hükümetlere sunmuştur. Bu yüzden ülkemizde işten çıkarmalar yaygın ve sendikalar üye sayısını yeterince çoğaltıp güçlü sendika olamamıştır. 21 milyon işçi ve memurun var olduğu bir ülkede sendikaları ancak yüzde 10 oranında örgütlenmiş olabilmesi sendikaların ülkemizde neden etkisiz olduğunu anlatmaya yeter sanıyorum.

DEĞİŞMESİ GEREKEN HÜKÜMLER

Ülkemizde iş güvenliğinin ve özgür sendikacılığın varlığı için çalışma yasalarının ya yeniden düzenlenmesi yada yasalarda yaşamsal önemde önemli değişiklikler yapmak gerekir. Bu yazıda yapılması gereken değişikliklerin birkaçına değinmekle yetineceğiz.

İş Yasası'nın 18. maddesinde iş güvencesi hükmü, geçerli bir nedenin varlığına ve en az 30 işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan ve altı ay kıdemi olan işçiler için kabul edilmiştir. Bu düzenleme anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır ve tüm çalışanları kapsamalıdır.

1475 sayılı yasanın 14. maddesinde düzenlenmiş olan kıdem tazminatının belli oranda istifa eden işçiye de ödenmesi kabul edilmelidir. 7018 sayı İş Mahkemeleri Yasası'nda düzenlenmiş olan "arabuluculuk" kavramı işçi sömürüsüne dönüştüğünden kaldırılmalıdır. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Yasası'nın 43. maddesinde düzenlenen bakanlığın toplusözleşme yetki kararına itiraz yargıya değil referanduma, işçinin oyuna sunulmalıdır. Yasanın 62. maddesinde getirilen grev yasakları daraltılmalı ve grev ertelemelerine Bakanlar Kurulu değil yargı karar vermeli ve 60 günlük soğuma dönemi sonunda grev yüksek hakeme gitmek yerine kaldığı yerden devam etmelidir.