Bir aydına ağıt... - IŞIL NEBİOĞLU
Kaldırımdayım, sokaklar insan seli... Önümdeki araç ilerlemeye çalışıyor. Arka koltukta gördüğüm en yakışıklı adam oturuyor. Bana bakıyor ve gülümsüyor. Tarık Akan bu. Elimi uzatıyorum, tutuyor. Kim kimin elini daha çok sıkıyor bilmiyorum ama sımsıkı el tutuşuyoruz. Araba yavaşça hareket ediyor. O efsane jönle el ele ilerliyorum. Sanki fonda 70'lerden bir aşk şarkısı çalıyor, ben de esas kızım. Oysa bambaşka bir senfoni var fonda. Dünyanın en güzel müziği, sloganlar. Bu bir aşk sahnesi değil. Çok daha iyisi.
Haziran 2013 Sıraselviler. Her yer Taksim olmuş, her yer direniş...
Tarık Akan sıcacık gülümseyerek "Fena bıktık değil mi olan bitenden" diyor. Sadece "fena" diyebiliyorum. Başkaları da ona sesleniyor ve istemeyerek elini bırakıyorum.
Onunla 1 Mayıs'ta sendikamız SineSen kortejinde yürüdüm. Silivri'de omuz başımızda omuzluyordu mücadeleyi. Barikatları yıkıyordu. Rol kesmiyordu. Ama en müthiş sahnesini çekiyordu kameralar. Tekel direnişinde, çadırlara sığdırdı uzun boyunu. Zaten yalnızca halkıyla eşitlenmek için eğdi boynunu. Emek ve aydınlık konulu filmler çekti ömrünce. Bunlar hep beyazperdede izlenmedi. Hayatımızın içinde, sokakta, yanımızda, önümüzde izletti rolünü. Aydın rolüydü bu. Öyle senaryo icabı oynanamazdı.
Bu topraklardan ondan daha yakışıklı tek insan geçti. Onun büyük eserinde oynadı en uzun rolünü. Ata'mız sanatçılar için "Kendinde ve milletinde var olan yüksek insanlık vasıflarını sanatı aracılığıyla tanıtan kişi" der. Uzun rolü buydu.
'SINIFIN' YAKIŞIKLISIErtem Eğilmez güldürürken düşündürme ekolünün sinemadaki ustasıdır. O efsane kadronun simgeleşmiş sahnelerinden biri de Yaşar Usta tiradıdır. "Dokunma oğluma" dediği oğuldur Ferit. Gerici Zühtü Hoca'ya ders veren Hababam Sınıfı'nın yakışıklısı Ferit gibi o da Akan'la vücut bulmuştur. Aşk filmlerinin zaten hiç tatmin etmediği aktörü güldürerek düşündürmek bile kesmez artık. Yeşilçam'ın ışıltısına sırtını dönüp halkına yüzünü daha da yaklaştıracaktır. Kanırtarak anlatacaktır topluma kendi gerçeğini. Ambargolar, hapisler, parasızlık yeni hayatıdır artık.
"Sanatçı dediğin andan itibaren; dünyaya bakışı, yaşamı, görüşleri, her şeyi politiktir. Bu politik düşünce hiçbir zaman gerici, muhafazakâr, tutucu bir politika değildir." Bu cümlelerle anlatır duruşunu.
Akan'ın tek kitabı "Anne Kafamda Bit Var"da çoğu cezaevi eserinden farklı olarak mahpus edebiyatı pek yoktur. Dümdüz bir anlatıdır. Sanki, en az dokunabildikleri insanlara bile onur suikastı yapıldığını, gücü eline alanın çirkinliğini bir de ondan dinleyelim istemiş gibi bir kitap. Hikâye, Akan'ın tutuklanmadan hemen öncesinde hissettiği korkuyla başlıyor ve korku sürüyor. Buna insani bir anlatım denilip geçilemez. Bir şey anlatmak istiyor yazar okura, "Korkmak normal, ben de korktum. Ama son nefesime kadar sinmedim" diyor.