Dünya Kız ocukları Günü, Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararla, 2012 yılından itibaren, her yıl 11 Ekim'de dünya çapında kutlanan bir gündür. Kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla kutlanmaya başlamıştır. Ne mutlu biz kadınlara ki kız çocuklarına, kadınlara çağdaş dünyanın tüm gereksinimlerini hak olarak veren Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'te yaşıyoruz. Ona minnettarız.
Kadın, geçmiş tarihlerde de çok değerli olan bir canlı; Muazzez İlmiye ığ'ın "GılgameşTarihte İlk Kral Kahraman" kitabında avcı ve oğlu arasındaki konuşmada, hep hayvanlarla arkadaş olan Gılgameş'i insanlaştırmak gerektiği konusunu kimin yapabileceği sorusunun yanıtı ise, "Onu ancak bir kadın eğitebilir" olmuştur. ocukları doğurdukları andan itibaren anneler eğitir; konuşmayı, yemeyi, içmeyi, sevmeyi, gülmeyi hep anneler öğretir. Binlerce yıl önce yaşamış Sümerler de bile kadının gücü, eğitici rolü bu denli biliniyormuş.
Yıl 1919, yer Samsun, Mustafa Kemal'in önderliğinde ülkemize bir güneş doğuyor, istiklal mücadelesi başlıyor, bağımsızlık umudu yeşeriyor. Bir taraftan düşman kuvvetlerle savaşırken, bir taraftan da hayalindeki çağdaş Türkiye için gerekenler yapılıyor. Mustafa Kemal'in hayali tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak, Türk ulusunun onurunu, gururunu yeniden kazandırmak, yaşamın her alanında çağdaş ülke seviyesine ulaştırmak. En çok da eşitliğin önünü açarak kadını görünür kılmak...
TEMEL HAKLAR VE CİNSİYET EŞİTLİĞİMustafa Kemal Atatürk sadece yasalarla değil, örnek davranışlarıyla da toplumda kadın erkek eşitliğinin önünü açtı. Toplumun her alanında kadının var olmasını sağladı, Sabiha Gökçen evladını dünyanın ilk kadın savaş pilotu olarak yetiştirdi. Toplumsal cinsiyet eşitliği sayesinde, kadınlar erkeklerle aynı hak ve sorumluluklara sahip oldu, kamusal ve özel yaşamda yer aldı. Kadınların güçlenmesi sağlandı.
Kadınlar, Atatürk'ün yaptığı yasalar sayesinde yaşamın her alanında eşit oldular ama ne yazık ki kâğıt üstündeki bu yasalar Atatürk'ün bedensel kaybından sonra topluma anlatılmadı, örnek uygulamalar geliştirilmedi, ülkemizin kırsalında yaşayan birçok kadın haklarından habersiz, zor şartlarda yaşayıp gitti. Dünyanın örnek aldığı Mustafa Kemal Atatürk'ün çağdaşlaşma mirasının gereklerini yerine getiremedik.
"Bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın iktisap etmesi lazımdır" diyen de Mustafa Kemal Atatürk'tü. Yönünü batıya, gelişmiş ülkelere çevirmiş, kurduğu Cumhuriyet ile Aydınlanma süreci başlatmıştı. Kurduğu Cumhuriyet, yalnızca egemenliğin halka geçmesi demek değildi, herkes için eşitlik, laiklik, özgürlük ve demokrasi demekti çünkü Atatürk, halkını cehalet ve sefalete teslim eden yöneticiler yok olmaya, onları seçen halk ise köle olmaya mahkûmdur diye düşünüyordu.
TOPLUMSAL YAŞAMDA KADINSeçme ve seçilme hakkı, eşit vatandaşlık ve karma eğitim Atatürk sayesinde biz kadınların en önemli kazanımlarının başta gelenleri olmuştur.
Sümerler zamanında bile kadının gücü, eğitici rolü biliniyor, yüzyıllar önceki Türk devletlerinde devlet yönetiminde kadınlar da hakanlar ile birlikte söz sahibi iken 20. yüzyılın başlarında kadın, evde oturan, görünmeyen bir varlık olmuştu. Kurtuluş mücadelesinde Kara Fatma, Şerife Bacı gibi nice kahraman kadın yeniden, istiklal için Ata'sının yanında yer aldı. Bu çok değerli emek mücadelesine rağmen, Cumhuriyetin ilanı sonrası kadının yeniden görünmez kılınması istenirken büyük Atatürk, kadının yaşamın her alanında erkeğin yanında yer alması gerektiğini savundu. "Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" diyen de Mustafa Kemal Atatürk idi. Yıl 1921, Sakarya Savaşı sürerken, Mustafa Kemal Ankara'da ilk defa Maarif Kongresi'ni topluyor, kadın öğretmenleri ön sıralara oturtuyor. Yani yalnızca yasa koymuyor, uygulamalarda da kadını öne çıkarıyor, örnek oluyor, bundan böyle, böyle yaşamalıyız diyor; kadınların sinemaya gitmesini, toplu taşımalarda erkeklerle yan yana seyahat etmesini, hatta milletvekili olmasını bile sağlıyor.