Atatürk, Halkçılık ve CHP - Mahmut Aslan

Yeni program çalışmalarını başlatan CHP, hazırlayacağı programın adı için de Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 1920'de Meclis'e sunduğu metinden esinlenerek "Halkçılık Programı" adını vermiş.

Otoriter tek adamcı yönetim tarzının toplumsal yaşantımızın her alanına egemen olmaya başladığı günümüzde halkçılık ilkesini gündemde getirmek oldukça anlamıdır.

Mustafa Kemal'in 13 Eylül 1920 tarihinde Meclis'e sunduğu bu programla ilgili Serdar Şahinkaya tarafından yazılan "Devrime Doğru İlk Adım-Mustafa Kemal Paşa'nın Halkçılık Programı" isimli kitap aslında bu konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlerin merakını giderecek niteliktedir. Mustafa Kemal bu programı Nutuk'ta 1921 yılında yayımlanan Teşkilatı Esasi'ye kaynaklık eden bir metin olarak tanımlar.

Şahinkaya'ya göre Halkçılık Programı esas olarak Milli Mücadele'nin programıdır. Halkçılık programının en önemli amacı bağımsızlığı kazanmaktır. Bu programın yol göstericiliği sonrasında Kurtuluş Savaşı kazanılmış ve kurulan devletin "halk devleti" olduğu bizzat Atatürk tarafından şöyle ifade edilmiştir. "Bugün haklı olarak kıvanç duyabileceğimiz bütün başarıların sırrı yeni Türkiye Devleti'nin yapısındadır. Türkiye Devleti'nin, bu yeni örgütün dayandığı temeller, nitelik yönünden, kendinden önceki tarihi kurumların temellerinden çok başkadır. Bunun bir kelime ile ifade etmek gerekirse diyebiliriz ki yeni Türkiye Devleti bir halk devletidir, halkın devletidir."

TOPLUMU AYDINLATMA GÖREVİ

Halk devletini yönetecek partinin adı da bu nedenle "Halk Partisi" konmuştur. Atatürk döneminde halkçılık uygulamalarına bakıldığında eşitliğin öncelendiği görülmektedir. 1926 tarihli Medeni Kanun ile kadın erkek eşitliği, 1934'te kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi ile de siyasi haklar açısından eşitlik sağlanmıştır. 1923'te oy vermek için vergi verme şartının, 1934'te ise çeşitli lakap ve unvanların kaldırılması ile vatandaşlar arasındaki eşitliği sağlamıştır. Milletin yaygın öğrenimini kolaylaştıracak en büyük adım "Harf Devrimi"dir.

Kemalizmin halkçılık ilkesinin ana hedefi halkı uyandırıp, bilinçlendirerek yönetimin bir halk yönetimi olmasını sağlamak, halk düşmanlarının siyasal alanın dışına çıkarak, halkın çıkarları doğrultusunda devletin yönetilmesini sağlamaktır. Bu da ülkemizdeki demokrasinin temelidir.

Halkı uyandırıp bilinçlendirme Atatürk'ün halkçılık politikasının temelini oluşturan, halk için halkla beraber anlayışını uygulamak amacıyla Halkevleri kurulmuştur. Toplumu aydınlatma ile görevli Halkevleri ve daha sonrasında kurulan "Köy Enstitüleri" hem emperyalistleri hem de yerli işbirlikçilerini ürkütmüş ve DP'nin ilk yıllarında kapatılmıştır.

İMTİYAZSIZ TOPLUM

İsmet Giritli'nin "Atatürk ve Halkçılık" başlıklı makalesinde CHP'nin 1931 tarihli programına göre halkçılık ilkesi kısaca şöyle anlatılmıştır:

-"İrade ve hâkimiyet kaynağı millettir. Bu irade ve hâkimiyetin, devletin vatandaşa ve vatandaşın devlete karşı vazifelerini tamamıyla yerine getirmek için kullanılması, partinin başlıca prensiplerindendir."

- "Kanunlar önünde mutlak bir eşitlik kabul eder, hiçbir ferde, hiçbir aileye, hiçbir sınıfa, hiçbir cemaata imtiyaz tanımayan yurttaşları, halktan ve halkçı olarak kabul ederiz."