Askeri hastaneler açılmalıdır - Cihangir Dumanlı

AKP, iktidara gelir gelmez "askeri vesayeti ortadan kaldırmak" sloganı ile ulusal güvenliğimizin güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) gücünü ve saygınlığını azaltıcı adımlar atmıştır.

Söz konusu adımlar 15 Temmuz hain darbe girişimi fırsata çevrilerek yoğunlaşmış ve TSK'nin komuta yapısı, personel eğitim, sağlık ve adalet sistemlerine büyük darbeler vurulmuştur.

TSK'ye yapılanlar yeni bir darbe girişiminin önlenmesi ya da askeri vesayetin kaldırılması amaçlarını aşmış, doğrudan TSK'nin gücünü ve saygınlığını azaltıcı boyutlara ulaşmıştır.

Bu kapsamda hain darbe girişiminin hemen ardından 25 Temmuz 2016'da çıkartılan 669 sayılı; kanun hükmünde kararname (KHK) ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Genelkurmay Başkanlığı'ndan alınarak Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne bağlanmış, tüm askeri hastanelerin askeri niteliği kaldırılmış, bağlı oldukları komutanlıklardan alınarak Sağlık Bakanlığı'na bağlanmış yani "kapatılmıştır".

Askeri sağlık sisteminin en önemli iki öğesi, askeri hastaneler ve bunlara askeri doktor yetiştiren GATA'dır. İki ögenin TSK'den ayrılması ile askeri sağlık sistemi yok edilmiştir. Böylece Türkiye NATO'da askeri hastaneleri olmayan tek ülke olmuştur. Üstelik bu değişim, içeride terörle mücadelenin devam ettiği; TSK'nin Bosna'dan Libya'ya, Afganistan'dan Irak'a ve Suriye'ye kadar geniş bir coğrafyada çatışma riski altında görev yaptığı ve güvenlik ortamının belirsiz olduğu dönemde yapılmıştır.

ASKERİ SAĞLIK SİSTEMİ: GÜ ARPANI

Askeri sağlık sistemi barışta ve silahlı çatışmalarda ulusal güvenliğimiz için özveri ile görev yapan TSK personeli ve ailelerinin sağlığını koruyarak ordunun gücünü artıran bir sistemdir.

Savaşın ve silahlı çatışmaların doğasında ölüm çok kez kaçınılmazdır. Ancak yaralılar çoğunlukla tedavi edilebilir. Bu da askeri sağlık sistemi içerisinde deneyimli uzman doktorların yapabileceği bir şeydir.

Askeri sağlık sisteminin varlık nedeni ordunun gücünü korumak amacıyla yaralanma veya hastalık gibi nedenlerle görev yapamayacak durumdaki askerleri tedavi ederek görev başına göndermektir. Bu nedenle, askeri sağlık sistemi ordunun güç çarpanıdır. Her devletin kendine özgü askeri sağlık sistemi bulunmaktadır. Bizde de 2016'da kaldırılıncaya kadar Osmanlı'dan bu yana savaş gereksinimlerinden çıkmış yüzlerce yıllık birikim ve deneyime sahip bir askeri sağlık sistemi bulunmaktaydı.

Askeri sağlık sisteminin ordunun gücünü korumak yanında diğer bir niteliği ulusal güvenliğimiz için özveri ile görev yapan askerlerimize ulusun vefa borcunun gereği olmasıdır.

Askerinin sağlığını korumak öncelikli bir komutanlık sorumluluğudur. Bu nedenle sağlık sisteminin komutanın denetiminde olması gerekir. Bu sorumluluk devam ederken sağlık hizmetlerinin komutanlıklardan alınarak sivil makamlara devredilmesi sistemden beklenen faydayı azaltır.

Yaralılar, Kara Kuvvetleri'nde bölük ilkyardım yerinden, tabur sıhhi yardım istasyonundan seyyar cerrahi hastanelere, mevki hastanesine ve GATA'ya kadar uzanan, diğer kuvvetlerde de benzeri bulunan sıhhi tahliye ve tedavi zinciri içerisinde savaş cerrahisi, ateşli silah yaralanmaları, yanık ve travmatoloj, ortopedi, savaş psikiyatrisi gibi konularda uzman ve deneyimli askeri doktorlarca donanımlı hastanelerde tedavi edilerek görevlerine dönerler.

HASTANELER KAPATILINCA NE OLDU

Askeri hastaneler kapatılınca yaralılar yurtiçindeki Sağlık Bakanlığı'na bağlı genellikle sınır illerimizdeki en yakın devlet hastanelerine gönderilmekte, buralarda yeterli uzman doktor olmadığı için şehit olmakta veya yaşam boyu sakat kalmaktadır. Bunun en açık kanıtı son zamanlarda verilen şehit haberlerinin "kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak şehit olmuştur." şeklinde verilmesidir. Hastanelerde şehit olanların sayısı cephede şehit olanları geçmiştir. Askeri sağlık sistemi kaldırılmamış olsa sağlığına kavuşabilecek kahraman askerlerimiz bu sistem kaldırıldığı için şehit olmakta veya yaşam boyu sakat kalmaktadır. Her şehit ve yaralı, ordunun maddi gücünün de azalması demektir.

Silahlı çatışma ortamındaki askerlerin sağlık hizmeti gereksinimi barışta sivil yurttaşların sağlık hizmeti gereksinimlerinden farklıdır ve farklı örgütlenmeleri gerektirir.

Askeri sağlık sistemi ordunun maddi gücü yanında moral gücü (savaşma azim ve iradesi) bakımından da önemlidir. Cephede yararlanan arkadaşlarının şehit haberinin gelmesi o birlikteki diğer askerlerin morali üzerinde olumsuz etki yapar. Yaralanan arkadaşlarının tedavi edilip birliğine dönmesi diğer askerlere güvence verdiği gibi ailesini sevindirir ve orduya güveni artırır.