Adaletin olmadığı yer - Av. Erol Ertuğrul

Siyasal partiler belirli bir süre ülkeyi yönetmek amacı ile göreve gelirler. Bir süre sonra hiç gitmemek amacı ve hesap vermemek amacı ile bir baskı yönetimine yönelebilirler. Bu eylemler çoğunlukla demokrasi yaşamını henüz içlerine sindirememiş, gelişmekte olan ülkelerde görülür. Yargı ele geçirilmiştir. Ordu sindirilmiştir. Protesto gösterileri, grevler, basın eleştirileri halkın başvurduğu yöntemler olur. Amaç, yönetimin bu hukuksuz gidişine ve baskısına engel olmaktır.

TARİKATLAR ORTAK EDİLDİ

Gerçek demokrasilerde siyasal partiler hukuka uygun seçimlerle görevlerini bir başka siyasal partiye devrederler. Hiçbir zaman bir siyasal parti gitmemek için hukuk dışı yollara baş vurmaz. Bu tip davranışlar, az gelişmiş ülkelerde görülür.

AKP, yoksullukları yok etmek, yolsuzluklara engel olmak ve yasakları bitirmek, daha özgürce bir düzen oluşturmak amacıyla yönetime gelmişti. 22 yılda bu sözlerin hiçbirini yerine getirmediği gibi çıkarılan yasalarla tam bir baskı yönetimi oluşturdu. Ülkenin yönetim biçimini değiştirdi. Dinsel bir yönetim oluşturmak için de her yol denendi. Milli Eğitim Bakanlığı artık milli eğitim değil, "dini eğitim bakanlığı"na dönüştü, tarikatlar yönetime ortak edildi. İmamlar okullarımızda ders veriyorlar.

ÇİFTE STANDART

Belediye başkanları görevlerinden alınıyorlar. Bazıları tutuklanıyor, yerlerine kayyum adı altında bürokratlar atanıyor. Bunların hepsi muhalefet partilerinin belediye başkanları. Hukuka ve demokrasiye aykırı bu kayyum uygulaması yalnızca muhalefet için mi geçerli CHP'li belediyeler soruşturma ablukası altında. Soruşturmayı yapanlara "Suç bulun, bulamazsanız uydurun" talimatı verildiği iddia ediliyor. Bu belediyeler itibarsızlaşmaya çalışılıyor. AKP yoksulluklarla, yolsuzluklarla uğraşmıyor, muhalefet belediye başkanları ile uğraşıyor.

HUKUKSUZLUK ARTIYOR

Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin yaptığı çalışmalar mercek altına alınıyor. Her iki belediyeye de müfettişler gönderiliyor. AKP kendi belediyelerinin yaptığı yolsuzlukları, adam kayırmaları, liyakatsiz atamaları, dinci dernek ve vakıflara yapılan usulsüz, milyonlarca bağışı görmezden geliyor.

31 Mart 2019'da AKP'nin kaybettiği İstanbul Belediye seçimleri yenilenmiş; yeniden yapılan seçimde Ekrem İmamoğlu 800 bin oy farkıyla seçimi yeniden kazanmıştı. Demek ki baskı ve hukuksuzluk ters tepiyor. Yapılan yanlışlar yine ters tepecektir. AKP, kaybettiği yerel seçimleri uydurma gerekçelerle, masa başında, kayyum uygulaması ile geri almaya çalışıyor.

Ünlü düşünür Emile Zola, "Adaletin olmadığı yer vatan değildir" demişti. Vatan insanların güvenliklerini, eğitimini, esenliklerini, sağlayan bir kavramdır. Adaletin olmadığı yer vatan olabilir mi