Adalet emek ister - KAAN EROĞUZ

19 Mart 2025 tarihinde başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere 100 kişi hakkında çıkarılan gözaltı ve tutuklama kararları, halkın toplumsal tepkisiyle karşılaştı. Başta üniversite gençliği olmak üzere toplumun geniş kesimleri alanlara ve meydanlara döküldü.

İmamoğlu'nun gözaltına alınması olayıyla kıvılcımı çakılan halk hareketi kısa sürede İmamoğlu meselesini aşan, halkın AKP'li yıllarda yaşadığı yoksullaşma ve yaşamın her alanında deneyimlediği güvencesizleştirme konularını da içerisine alan kollektif bir öfkeye evrildi. Tıpkı 2013 yılında Gezi'de olduğu gibi... Halkın yaşam hakkına müdahale eden zorba iktidara karşı bir meşru direniş durumuna geldi.

19 Mart operasyonu da dahil olmak üzere, Türkiye'de siyasal ve sosyal alanda gün geçtikçe artan adaletsizliklerin kaynağı ekonomik eşitsizlik üzerinden üretilmektedir. Dışa bağımlı büyüme stratejisinin uygulanması göreviyle iktidara gelen ve 23 yıla yaklaşan iktidar döneminde yüzlerce kamu kaynağını özelleştirerek halkın temel ihtiyaçlarını piyasa ekonomisinin insafına terk eden AKP iktidarı, özellikle 2018 döviz krizinden itibaren emekçi sınıfların mutlak yoksullaşmasına dayalı bir ekonomi programını devreye sokmuş bulunmaktadır.

MUTLAK YOKSULLAŞMA

Mehmet Şimşek'in göreve getirilmesiyle klasik neoliberal reçeteyi yeniden uygulamaya girişen ve dışarıdan yatırım dilenen Türkiye ekonomisi, adına "mali kemer sıkma" programı denen politikalarla emekçi sınıfların alım gücünü her geçen gün daha da düşüren bir ekonomi politikasını uygulamaktadır.

ADALETSİZLİĞİN KAYNAĞI

Temsil ettiği toplumsal sınıfların çıkarı gereği, halkın kemerini sıkan iktidar, sermayedarlara ise yılın başından itibaren rekor seviyede vergi indirimleri sağlamıştır. Mart ayında kamuoyuna yansıyan bilgilere göre; Borsa İstanbul'da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi. Dahası, bu şirketlerin vergi yükümlülükleri çeşitli istisna ve muafiyetlerle nerdeyse sıfırlandı. Aynı dönemde şirketlerden alınan vergi yüzde 13 artarken ücret ve maaşlılardan alınan vergi yüzde 120, KDV gelirleri yüzde 96, ÖTV gelirleri ise yüzde 56 artırıldı. Türkiye'nin en zengin 10 ismine ait yalnızca 8 şirketin toplam 18 milyar TL'lik vergi borcu yine bu dönemde ertelendi.