25 Nisan 1915'ten 23 Nisan 1920'ye... - E.Alb. Haydar Aksu

Eski Türkiye'de(!) yaşıtlarımın çoğu gibi ben de lise öğrenciliğimde iki yıl Milli Güvenlik dersi okudum. Jandarma subayı olarak ordu saflarına katıldıktan sonra da 2012'de kaldırılıncaya kadar pek çok silah arkadaşım gibi muhtelif il ve ilçelerde gerektikçe bu dersin öğretmenliğini de yaptım.

Bu derslerimde Çanakkale Zaferi'nin her yıl dönümünde Şehit J. Ütğm Zahid'in hayatını okutmak genç liselilerde vatan ve ulus sevgisi oluşturmak adeta bir görevim oldu.

Zahit, Şiran Dumanlı köyünde doğmuştur. Babası Yetimoğlu Mustafa'dır. 1905'te Trabzon Jandarma Alayında er olarak askere alınmış, başarılı hizmetleri nedeniyle İstanbul'daki Jandarma Okuluna gönderilmiş, teğmen rütbesi ile mezun olmuştur. İlk görev yeri Kayseri Pınarbaşı (Aziziye) ilçesidir. Burada iken Kılıç Mehmet Bey köyünden Hanife Hanım'la evlendirilir. Bu evlilikten Nadide isminde bir kızı olur.

Sonrası Çanakkale Savaşı'dır. 62. Piyade Alayı adıyla 20.Tümen'in kuruluşunda Çanakkale Savaşları'na katılır.

'ÇANAKKALE GEÇİLMEZ'

Bu alayın 1.Taburu'nun 3.Bölüğü, Kerevizdere'nin Şehitler Tepesi'nde çok kanlı, çetin muharebelere girer. İki tarafın siperleri arasındaki mesafe bazı yerlerde 3-4 metreye kadar inmiş, her iki taraf da nerede ise toprağa gömülmüş, birbirlerinin nefesini duyar olmuşlardır. Bu çatışmalarda gösterdiği büyük başarılarından dolayı 14 Eylül 1915'te üsteğmenliğe yükseltilerek şehit olan üçüncü bölük komutanının yerine atanmıştır. Havada mermilerin çarpıştığı, dereler gibi kanın aktığı bu dar alanda bu bölük, en çok zayiat veren birliktir. Alay komutanı Binbaşı Nazım, onu değiştirmek, dinlendirmek istese de görevden alınmamasını yeni gelenlere görev ve düşman mevzilerini gösterinceye, öğretince kadar görevde kalmayı ister.

Ne var ki çekilmekte olan düşmanı takip ederken 8 Ocak 1916 gecesi şehit olmuştur. Zati eşyasında yapılan aramada eşine yazdığı mektup ve içinde Nadidesinin bir tutam saçı ve 6 maddelik vasiyeti bulunmuştur. Bu mektupta Mustafa Kemal'in Çanakkale Savaşları'nın kutsal anlatısı ile örtüşen çok şey vardır: Vatan ve hizmet sevgisi, inanmışlık, tevekkülle şehadete koşuş ve evlilikte sadakatın ve kalıtın, (mal varlığının) paylaşımındaki hakkaniyet duygularını ifade eder.

İkinci Dünya Savaşı'na kadar dünya askerlik tarihinin daha büyüğünü görmediği İtilaf donanmasının en güçlü saldırılarına karşın 18 Mart 1915 Deniz Zaferi kazanıldı, Çanakkale denizden geçilemedi.

SAVAŞI KAZANDIRAN RUH

Sonrası, Çanakkale'yi karadan da geçilmez kılan Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal'in tarih sahnesine çıkışıdır: 25 Nisan 1915 şafağı ile İtilaf kuvvetlerinin sıklet merkezi ile Arıburnu'nda başlattıkları saldırıları 9 Ocak 1916'da yenilgileri ile biter. Bu olağanüstü zafer Türk ordusunun şahlanışıdır. Bu mucizenin sırrı, Mustafa Kemal'in 57.Alay'a "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamanda yerimize yeni komutan ve kıtalar gelebilir" diyen ve ölümü göze alarak uygulatan emridir.