110 yıllık zafer ve emperyalizm - Doç. Dr. İhsan Tayhani
18 Mart 1915 Deniz Savaşı, Çanakkale'nin, denizden geçilemeyeceğini tarihin belleğine kaydeden unutulmaz bir savunma savaşıdır. 25 Nisan ise Mustafa Kemal'in askerlerinin, emperyalist saldırganlara karadan da geçit vermedikleri ve sekiz buçuk ay süren Çanakkale Kara Savaşları'nın başlangıç tarihidir. 1914'te başlayıp dört yıla yayılan Birinci Dünya Savaşı'nın, pek çok önemli nedeni vardır. Bunlar arasında başat olanı emperyalizmdir! Dönemin, birer yüzen kale niteliğindeki İngiliz ve Fransız zırhlıları, 110 yıl önce tam da bu nedenle Çanakkale Boğazı'na abandılar!
İngiltere Deniz Bakanı Churchill'in öngörüsü uyarınca; İtilaf Devletleri'ne ait donanma, Çanakkale Boğazı'nı geçerek Marmara'ya açılacak ve en geç bir ay içerisinde İstanbul'u işgal edecekti. Cevat Paşa (Çobanlı) komutasındaki Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı'nın; Yüzbaşı Hakkı'sından, Ezineli Yahya Çavuşu'na ve Savranlı Seyit Onbaşı'sına kadar tüm yurtseverleri, saldırgan İngiliz ve Fransız donanmalarının en ünlü zırhlılarını boğazın sularına gömerek "Çanakkale denizden geçilmez!" destanını yazdılar. Deniz yenilgisinden sonra, 25 Nisan'da başlattıkları karadan saldırıları da 25 Şubat 1915'ten itibaren Maydos'ta (Eceabat) bulunan 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal'in, dehası ve cesareti ile ördüğü duvara çarptı ve Gelibolu yarımadası, "Karadan da geçilmez" kılındı.
SEVR'İ YIRTIP ATMAKDünya savaş tarihi sayfalarında yer alan bu olağanüstü başarıya karşın, dört yıl süren savaş, İttifak güçlerinin yenilgisi ile sona erdiğinde, Almanya ile birlikte savaşan Osmanlı da yenik devlet konumuna düştü ve işgallerin önünü açan 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzalamak durumunda kaldı. Birkaç gün sonra da antlaşmanın 7.maddesi uyarınca Anadolu üzerindeki İngiliz, Fransız ve İtalyan işgalleri başladı. Megalo Idea özlemi ile yatıp kalkan Yunanlar da 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkarılarak Batı Anadolu'nun işgali ile görevlendirildi.
İşte, Tanrı'nın ve tarihin Anadolu insanına en büyük armağanı, Anafartalar komutanı Mustafa Kemal Paşa, 1919'un bu tükenmişlik ortamında bir kez daha tarih sahnesine çıkarak dağınıklık içindeki Anadolu insanını örgütledi, bütün yurtseverleri kurtuluş hedefine kilitledi ve yaklaşık üç buçuk yıl süren kanlı bir boğuşmadan sonra, emperyalistlerin çıkara dayalı paylaşım heveslerini kursaklarında bıraktı! Söz konusu bu aşağılık paylaşımı görmek için de önce onların, kendi aralarında yaptıkları ara antlaşmalara ve paylaşımın son şeklinin verildiği 1920 tarihli Sevr Antlaşması'na bakmak yeterlidir! Anadolu'nun nasıl dilim dilim doğrandığını gösteren Sevr de bir "barış" antlaşması olarak dayatılmış, ancak eşsiz yurtsever Mustafa Kemal Paşa tarafından yok hükmünde sayılmıştır.
BİLİNDİK TUZAKEmperyalizm, 110 yıl önce Anadolu üzerindeki ilk bölme-parçalama tasarımını, sert gücün yanında (orduları), etnik ve dinsel temelli isyanları da kışkırtarak yaşama geçirmek istemişti ama başaramadı! 2010 yılı başlarından beri Ortadoğu'da uygulamaya sokulan ve Arap Baharı veya BOP olarak adlandırılan ve umulanın da alındığı yeni emperyal sürüm ise 2000'li yılların başlarından beri Türkiye üzerinde; ardışık olarak Brüksel, Oslo, Londra, Birinci İmralı provalarından, özellikle şimdilerde Suriye'de biçimlendirilen yeni jeopolitik yapıdan sonra, güncellenerek uygulamaya geçirilmiş bulunuyor. Bu sürüm de "Barış Antlaşması" olarak dayatıldığına özellikle dikkat edilmelidir!