9 Eylül'de İzmir'de taçlanan zafer - Doğu Silahçıoğlu

Türklerin son yurdu Anadolu toprakları; 1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı sonrasında "Mondros Ateşkesi" (30 Ekim 1918) kararları uyarınca İngiliz, Fransız, İtalyan kuvvetleri tarafından işgal edilmiş; ülke halkı esir alınmış; ardından Yunan kuvvetleri İzmir'e çıkmıştı (15 Mayıs 1919). Yanmış yıkılmış bir yurtta Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan başlattığı "Milli Mücadele"; Amasya Bildirgesi (22 Haziran 1919), Erzurum Kongresi (23 Temmuz7 Ağustos 1919), Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) ve Büyük Millet Meclisi'nin açılması (23 Nisan 1920) adımları sonrasında Anadolu'da giderek büyüyen bir halk hareketine dönüşmüştü!..

YUNAN GENEL TAARRUZU

Ne var ki Milli Mücadele; İngiliz güdümündeki padişah ve halife Vahdettin tarafından boğulmak isteniyordu. Saltanat ve hilafet yanlısı ihanetçiler ülkenin her yerinde boy gösteriyorlardı. Milli Mücadele karşıtı hareket yurdun dört bir yanına yayılmıştı. Yunan kuvvetleri de bu gelişmeden yararlanarak Anadolu içlerine doğru ileri harekâta başladılar. Ama 1921'in ccak ayında "İnönü Mevzilerinde"(Bilecik/Söğüt) durduruldular. Ardından hilafet ve saltanat yanlılarının ihanetine, bölücü/ayrılıkçılar da katıldı. Martın ilk günlerinde; Sivas, Erzincan ve Tunceli bölgesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetimi karşıtı "Koçgiri İsyanı" çıktı. İsyan devam ederken 27 Mart'ta Yunan taarruzu yeniden başladı. TBMM hükümeti ordusu, 31 Mart'ta yaptığı karşı taarruzla Yunan kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bıraktı. Batı Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa bu gelişmeyi Meclis Başkanı Mustafa Kemal'e "Düşman; binlerce ölüleriyle doldurduğu muharebe meydanını muzaffer silahlarımıza terk etmiştir!.." diye bildirmişti. Mustafa Kemal'in yanıtı ise "Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs (tersine dönmüş) talihini de yendiniz!.." oldu!..

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI

Art ardına giriştiği iki taarruz da başarısız olunca, Yunan ordusu bu kez 1921'in 22 Ağustos'unda tüm cephe boyunca genel taarruza başladı. Sakarya nehri boyunca 22 gün 22 gece devam eden kanlı mücadele sonrasında düşman; Eylülün 13'ünde ölülerini savaş meydanında bırakarak kaçtı!.. Strateji dehası Mustafa Kemal inanmıştı!.. "Sakarya Savaşı" kazanılmıştı!.. Ama daha yapılacak çok iş vardı!.. Bu savaşın sonrasında "Gazi" sanı ve "Mareşal" rütbesi alan başkomutana göre, Türk ordusunun genel bir karşı taarruzuyla düşmanın Anadolu topraklarından atılması gerekiyordu. Ve bunun için zamana ihtiyaç vardı!..

AFYON'DAN İZMİR'E

Hazırlıklar bir yıl sürdü. Başkomutan 1922'nin 26 Ağustos sabah alacakaranlığında "Büyük Taarruz"u başlattı. Orduya hedef olarak Akdeniz'i gösterdi. ("Ege Denizi" o dönemde Türkler tarafından "Akdeniz" olarak anılıyordu.) Süvariler UşakAfyon arasındaki "Ahır Dağı" üzerinden Afyon batısına geçerek "Sincanlı Ovası"na ulaştılar. Ağustosun 30'unda sel olup coştular. Yalın kılıç Kütahya güneyinden "Dumlupınar"ı aştılar. "Büyük Taarruz" ya da "Başkomutan Meydan Muharebesi" adı verilen harekât sonrasında kaçan düşmanın peşinde 9 gün 9 gece at üstünde durmadan dinlenmeden Akdeniz'e koştular. 9 Eylül sabahıydı "güzel İzmir"e kavuştular. Bir ölüm kalım mücadelesi yaşanmıştı. İngilizlerin ardında durduğu Yunan ordusu denize dökülmüş; üç yılı aşkın bir süredir devam eden "Ulusal Kurtuluş Savaşı" kazanılmıştı!..

ATATÜRK CUMHURİYETİNE GİDEN YOL

Türk ordusu İzmir'e girdikten sonra; savaşı da dikkate alan bir tutum içinde, İtilaf Devletleri denetiminde bulunan Doğu Trakya'ya ve İstanbul'a doğru ilerlemeye başladı. Bu ilerleyiş kısa sürede anakkale bölgesine ulaştı. İtalyan ve Fransız birlikleri Türk askeri karşısında geri çekildiler. İngilizler ise bölgedeki varlıklarını korumakta ısrarcıydılar. Birliklere "savunma mevzilerini işgal" emri verdiler. Son gelişme yeni bir çatışma ihtimali doğurmuştu. Ne var ki artık askeri ve siyasi durum itibarıyla İtilaf Devletleri yeni bir savaşı sürdürebilecek güçte değillerdi. Sonunda anlaşmazlık; imzalanacak olan Mudanya Ateşkesi'ne (11 Ekim 1922) bırakıldı. Ateşkes ile Osmanlı İmparatorluğu'nun hukuki varlığı sona erdi. Ancak "Barış Antlaşması" imzalanıncaya kadar müttefikler İstanbul'da asker bulundurmaya devam edeceklerdi!..