Asgari ücret görüşmeleri yaklaştı. TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ'in geçen yıl "Komisyonun yapısı değişmedikçe masada olmayacağız" açıklaması sonrası, işçi temsilcilerinin yer almadığı bir tablo gündeme geldi. Gözler ay sonundaki toplantıda.
Asgari ücrette belirleyici süreç yeniden başlıyor. Geçtiğimiz yılki sert çıkışıyla dikkat çeken TÜRK-İŞ, bu yıl da aynı tutumunu koruyor. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan'ın, "TÜRK-İŞ katılmazsa biz de komisyona katılmayacağız" açıklaması, işçi kesiminin 2026 görüşmelerinde temsil edilmediği bir tabloyu olası kıldı. Bu kritik gündem, 27-28 Ekim'de yapılacak Çalışma Meclisi toplantısında yeniden masaya gelecek. İşçi ve işveren konfederasyonlarıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın aynı çatı altında buluşacağı toplantıda, asgari ücretin yanı sıra komisyonun yapısına ilişkin yeni düzenleme arayışlarının da öne çıkması bekleniyor.
15 ÜYEDEN OLUŞUYOR
Bugünkü haliyle Asgari Ücret Tespit Komisyonu 15 üyeden oluşuyor: beşi devleti, beşi işverenleri, beşi de işçileri temsil ediyor. Ancak toplantı yeter sayısı 10 olduğu için, işçi temsilcileri katılmasa dahi karar alınabiliyor. Bu durum, asgari ücretin işçi tarafı olmadan da belirlenebilmesine olanak tanıyor; ancak alınacak kararın meşruiyetini tartışmalı hale getiriyor. TÜRK-İŞ'in eleştirisinin merkezinde de bu yapı var. Sendika, "devlet ve işveren uzlaştığında karar çıkıyor, işçi etkisiz kalıyor" diyerek sistemin demokratik temsil ilkesine aykırı olduğunu savunuyor. HAK-İŞ de benzer şekilde, "sosyal diyaloğun üç ayağından biri devre dışı bırakılıyor" görüşünde.
Kısacası bu yıl asgari ücret tartışmaları sadece rakamlar üzerinden değil, kimin masada olacağı ve kararların nasıl alınacağı üzerinden şekillenecek. Çünkü işçi temsilinin olmadığı bir masa, rakam ne olursa olsun toplumsal karşılık bulamayacak.
TOPLUMSAL GÜVENİ ZEDELER
Mevzuata göre komisyon, işçi tarafı katılmasa da toplanıp asgari ücreti belirleyebiliyor. Ancak uzmanlara göre, çalışanları doğrudan ilgilendiren bir ücretin onların temsilcileri olmadan kararlaştırılması toplumsal güveni zedeleyecektir. Bu durum yalnızca işçiler için değil, işverenler ve kamu otoritesi için de sorun yaratır. Çünkü belirlenen ücret kadar, o ücretin nasıl belirlendiği de önemlidir. Bu nedenle, komisyonun yapısının yeniden gözden geçirilmesi, bağımsız uzmanların sürece dahil edilmesi ve her toplantı sonrası kamuoyunun bilgilendirilmesi öneriliyor.