Z Kuşağı'nın sosyolojisi: Z Kuşağı ne değildir -2

Perşembe günü bu köşede son yıllarda muhalif siyasi mecralarda yoğun bir şekilde kullanılan "Z-Kuşağı" kavramını sosyolojik bağlamda irdelemeye başlamıştım. Sadece belirli yıl aralıklarında doğmuş olmaktan dolayı bir toplumsal sınıflandırma yapmanın yetersiz olduğundan; toplumsal grupların oluşumunda toplumsallaşma biçimlerinin, kimliklerin, tarihi sürecin ve bu süreçte karşılaşılan sorunların daha belirleyici olabileceğinden teorik tartışmalara ve argümanlara atıflar yaparak bahsetmiştim. Bırakın farklı milletlere mensup aynı yaştaki insanları tek-tip görmeyi; aynı ülkede ve hatta aynı şehirde yaşayan aynı yaştaki insanlarda bile farklı tavırlara, alt-kültürlere, kimlik algılarına, toplumsal ve siyasal pozisyonlara rastlanabilmektedir. Bunlara rağmen bir süredir sosyoloji ile ilgileri zayıf olan bazı çevrelerde "Z Kuşağı" kavramı etrafında büyük büyük siyaset analizlerine, varsayımlara, seçimlere dair tahminlere ve kampanyalara rastlanıyor. Hatta "Z Kuşağı geliyor, her şey değişecek" gibi tuhaf sloganlar da duyuluyor. Kuşaklarla ilgili yapılan toptancı genellemeler söz konusu olduğunda akla ilk gelen örnek 1968 kuşağıdır. "1968 Kuşağı sol-liberal hareketlere yakındır, uyuşturucu kullanımı yaygındır, aile kurumuna karşıdır" gibi şablonlar malum. Mesela 1968 Kuşağı'na mensup insanlar üzerine o dönemde yapılan araştırmalar bunun tam tersini ortaya koymakta, bu özelliklere sahip insanların o kuşağın içinde küçük bir azınlık olduğu tespit edilmektedir. Dahası ABD'de o kuşağa mensup insanlar da tıpkı kendilerinden daha yaşlı kuşaklar gibi liberal Başkan adayı Wallace'a değil, Cumhuriyetçi Nixon'a oy vermişlerdir. Benzer bir durum Gezi Kalkışması sırasında da gündeme gelmiş, o dönem Y Kuşağı'nın AK Parti Hükümeti'ni devireceği lafları edilmiş ama o günden beri AK Parti neredeyse bir düzine seçim, yerel seçim ve referandum kazanmıştır. Söz konusu "Z Kuşağı" olduğunda sözü hemen sosyal medya ve dijital platformlara getirip bu çağda sosyal medyanın ve dijital çağın yaygın olması üzerinden koca koca tahliller yapılmaktadır. Bu tarz bir teknoloji determinizmi yapmak- teknoloji kullanımı üzerinden bir toplumsal grup tanımlamak yanlıştır. Teknoloji bir araçtır, en fazla bir potansiyeli ortaya çıkarır, etkileşimi artırır; yeni bir toplumsal sınıf, zümre veya grup oluşturmaz. Oluşturması için mülkiyet ilişkilerinin, birey-toplum-devlet ilişkilerinin, meslekleşme ve sınıflaşma süreçlerinin, kimliklerin dönüşmesi gerekir. Bugün Z Kuşağı için söylenebilecek pek çok şey ise zaten her dönem genç nesiller için tartışılmış hususlardır. Her dönemde gençler daha yaşlı kuşaklara göre daha az muhafazakar, milliyetçiliğe daha yatkın olmuştur. Buna ek olarak da Türkiye'de