Bayburt'un nüfusu neden az

Tarihte bazı dönemler var ki, bitmiyor ve bugün de hissediliyor. Dönüp dolaşıp güncel meselelerde karşımıza çıkıyor. Rus istilacılığı; sözde Ermeni Soykırımı iddiaları ve başta Karabağ, Hocalı, ASALA gibi örnekleriyle Ermeni terörizmi. Bugün 21 Şubat. Bayburt'un kurtuluş günü. 1. Dünya Savaşı sırasında Rus Ordusu'nu Kop Dağı'nda 6 aya yakın bir süre durduran Türk Ordusu ile ona desteğe koşan Bayburt halkının tarihi Kop Direnişi yaşanmıştı. Tarihte 2. Plevne olarak da bilinen, bugün Bayburt - Erzurum karayolunda seyahat edenleri "Dur Yolcu!" diyerek karşılayan Kop Şehitleri Anıtı da bunun için dikilmişti. Neticede birçok cephede dönemin süper güçleriyle aynı anda savaşan bu da yetmezmiş gibi içerideki maşaların isyanıyla karşı karşıya kalan İmparatorluğumuzun işi kolay değildi. Büyük kahramanlıklarla aylarca devam eden direniş neticede kırılmış ve Ruslar Erzurum'dan sonra Bayburt, Trabzon, Erzincan, Bitlis, Muş, Van gibi Kuzey Doğu Anadolu şehirlerimizi işgal etmişti. Bölgede işgal sırasında halka yapılan Rus zulmünü bile gölgede bırakacak başka büyük bir zulüm yaşanmaktaydı: Ermeni terörizmi. BAYBURT BAYBURT OLALI BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİ 1916 yılında işgale uğrayan Bayburt ve civarında yaşananlar bugüne kadar başka bir yerde yaşandı mı, bilinmez. Rusların desteğiyle silahlanan Ermeniler Bayburt'ta köyleri, kasabaları basıyor; erkeklerin büyük oranda cephede olduğu yerlerdeki kadın, yaşlı ve çocukları burada anlatmaya utanacağım yöntemlerle katlediyordu. Birçoğu daha düne kadar yüzyıllarca Bayburt'taki Türklerle komşuluk ilişkisi kurmuş, birlikte yaşamış Ermenilerden de bu katliamlara katılanların, yol gösterenlerin olması sözün bittiği yerdi. Çocukken birlikte oynadığı, bayramlarda karşılıklı ikramlarda bulunduğu, aynı sokaklarda oturduğu insanları katleden Ermeniler de vardı. İnsanlığa dair ümidi kıracak sahneler yaşandı. Özellikle Bolşevik Devrimi sonrası geri çekilen Rus Ordusu'ndan doğan boşluğu o dönem Rusların örgütlediği on binlerce Ermeni terörist "fırsat"a çevirmişti. Bayburt'ta "Taş Mağazalar" olarak bilinen merkeze halkı toplayan Taşnakçı teröristler, içlerinde Bayburt Belediye Başkanı Hafız Süleyman Efendi başta olmak üzere yüzlerce Bayburt'un ileri gelenini diri diri yakmıştı. Bugün bile Bayburtluların hafızasında taze olan, dilden dile anlatılan hikayelere açıkça değinmem mümkün değil. Sadece Bayburtlu kadınların namuslarını Ermenilerden korumak üzere kendilerini kuyulara attıklarını söylesem yeterlidir sanırım. İşte bütün bu katliam ve işgal yılları o dönem Bayburt'ta yaşayan halkın çoğunluğunun Sivas, Amasya, Çorum, Yozgat ve Ankara gibi şehirlere göç etmesine sebep olmuştu. Bugün bile bu