Yıktılar perdeyi, eylediler viran!

Eninde sonunda "bir kulüp başkanının 'Futbol Federasyonu Başkanı'nı istifa ettirme tutkusu', döndü dolaştı, ülkenin iki büyük takımı arasındaki bir kupa maçının, iki ülke arasında siyasi, diplomatik ve sosyal krize dönüşmesi" ile noktalandı.

Hem de "iki ülkenin ve halklarının 'kırmızı çizgileri' çok açık şekilde bilinirken, "pişmiş aşa su katılarak" her şey bitmiş, protokoller imzalanmış, maçın oynanacağı stadın kapıları açılmış, tribünlere binlerce seyirci girmişken, maçın oynanacağı ülkenin 'kırmızı çizgisini aşacak' bir emrivaki talebi ile... Dahası Türkiye'nin en anlamlı ve vazgeçilmez çizgisini, 'Atatürk'ün adını' masaya koyarak...

Krallarından veliahtlarına, prenslerinden, bakanlarına kadar hiçbir yöneticisinin "Anıtkabir'e adım atmadığı" bir ülkede, "Türk ve Suud halklarını da karşı karşıya getiren", dahası "kabul edilmeyeceğini biline biline" böyle bir "ek talebi masaya koyan" kulüp başkanları, hiç düşünmediler ki...

Eğer "Suudlar 'peki deselerdi", sahaya da "Atatürk tişörtleri ile çıkılsa" idi... Tribünleri dolduran on binlerce Suudi Arabistanlı, "ufak bir provokasyon hamlesi" sonucu, tepki tezahüratlarına başlasa, ne olacaktı Takımlarımız maçı oynamaya devam edebilecekler miydi; yoksa soyunma odasına mı döneceklerdi

Soyunma odasına dönülse, "biletleri yanmış ve öfke içindeki" on binlerce Suud'un çevireceği stattan nasıl çıkacaklardı Bütün bunların olacağı, olabileceği ihtimali varken, "Bile bile lades" demekte inat etmek, ne anlama geliyordu..

Sayın Spor Bakanı ve Futbol Federasyonu Başkanı saatlerce "Atatürk adına dayalı ek isteğin masadan kaldırılması için" yıllardan beri ilk defa "Divan Kurullarının 'benzer kararlarını yerine getirmek' iddiası ile el ele vermiş" görünen" kulüp başkanlarını ikna etmeye çalıştılar...

Ne yazık ki, uzun yıllardan beri "içeride ve dışarıda oynanan Süper Kupa'nın finallerinde 'Atatürk tişörtlerini giymeyi pek hatırlamayan" iki takımımızın başkanları, "Hayır" dediler...
Orta Doğu ve Arap dünyası, "çok büyük paralar ile dünya futbolunda yer almak için büyük adımlar atıyor... En pahalı oyuncuları transfer ediyor; dünya TV'lerinin maçlarını yayınladığı güçlü takımlar kuruyor... Yakın gelecekte dünyanın en büyük takımlarının katılacağı turnuvalar yapılacak...

Türkiye Futbol Federasyonu da Türk kulüplerine bu yolu açmayı planlıyor... "Marka olarak" dünya kulüpleri ile beraber Orta Doğu'ya açılmayı ve de "boğazlarına kadar borç içinde olan" kulüplerimize "gelir sağlama fırsatı" oluşturarak...