Quo Vadis, Okan Hoca..

Bak Okan Hoca'm, "galibiyetlerde ne kadar prim aldığını bilmiyorum", eğer "alıyorsan" o primi "rakibin kalecisi" genç Emre'ye ve de "beraberlik golünü iptal ettiren" Serdar Dursun'a gönder, onlar olmasa "derbiye puan puana" gidemeyecektin!

Bir "kaleci hatası ile atılan gol" gol... Ve de maçın son dakikalarında Lasagna'nın kornerden gelen topu kafa vuruşuyla kaleye gönderdiğinde Karagümrük'ün beraberlik golü gelirken... Daha birkaç gün önce bir röportajda "Fenerbahçe'de kalsaydım Dzeko'yu da, İcardi'yi de geçerdim" diyen Serdar Dursun'un "golü ben atayım" tutkusuyla topa vurması ve golün "ofsayt olarak iptal edilmesi" ile gelen 3 puan...

İlk yarıda ilk 11 kötü, futbol kötü... İkinci yarıda futbol mafiş, "değişikliklerde fayda" mafiş...

Süper Lig'de ve Avrupa kupalarında onca maç oynayan "240 milyon avro değerinde" bir kadroyu çalıştıran Okan Buruk Hoca'nın bu defa "yorgunluk mazereti de yok, sakatlık mazereti de yok" ama neymiş; "Futbolcular hafta sonu oynanacak Fenerbahçe maçının etkisindeymiş..."

Sanki Galatasaray "ilk defa" derbi oynayacak; vah ki ne vah...

"Sakat ve cezalı beş oyuncusundan mahrum olarak sahaya çıkan" Karagümrük önünde alınan ve "hak edilmeyen" 3 puan için "koskoca" Galatasaray'ın "vazgeçilmeyen" hocasının maçtan sonraki açıklamaları, sarı kırmızılılar adına içler acısı... Diyebiliyor ki; "Derbiye aynı puanla giriyoruz. Bugünün iyi yanı aldığımız 3 puan oldu."

Bak Okan Hoca'm, "galibiyetlerde ne kadar prim aldığını bilmiyorum", eğer "alıyorsan" o primi "rakibin kalecisi" genç Emre'ye ve de "beraberlik golünü iptal ettiren" Serdar Dursun'a gönder, onlar olmasa "derbiye puan puana" gidemeyecektin!
"Geçen yılki gibi, Fenerbahçe'yi deplasmanda yenerek dönmek istiyoruz" diyorsun... Futbol bu, her şey olabilir, ama...