Vincenzo Montella'ya bakın Okan Buruk'a bakın Giovanni van Bronckhorst'a bakın Bir de Jose Mourinho'ya

Evet, "büyük hoca" diye, "son başkanlık seçimi öncesinde kapışan" Aziz Yıldırım ile Ali Koç'un "anlaşması" sonucu, "büyük ümitlerle getirilen" Mourinho'ya

Bugün, tam bir "Herkes gider Mersin'e, bizimki gider tersine" tablosu var ortada!

Neden; çünkü 2017 yılından sonra "İkinci Mourinho dönemi" başlamıştı ve artık Mourinho, "Birinci Mourinho döneminin 'büyük' hocası" değildi Roma'da, "onca transfer yaptırmasına rağmen 'sadece' UEFA Konferans Kupası'nı kazanabilmiş, ligde ise perişan olduğundan" görevine son verilmiş, sonrasında da, Avrupa'nın büyük kulüplerinin hiçbirisi kapısını çalmamıştı

Bu acı gerçek ortada iken, şaşıyorum bizim medyamızda "Mourinho'nun hâlâ 'büyük hoca' olarak" eleştirilmesine

Ali Koç'un ve Acun Ilıcalı'nın "kendi başarısızlıklarının üzerini örtmek için" sarıldıkları "TFF içindeki Galatasaray yapılandırılması ve hakemler" balonunun, Mourinho için "kurtuluş bahanesi olması" böyle başlamış Ve bugünlere "öyle" gelinmiş, nihayet "Mourinho eleştirileri" ağırlaşmıştı...