Eski hocalar ve yorumculuk!..
Hemen her gece, TV ekranlarında "futbol masaları" kuruluyor; "Moderatör" dahil, 3 kişilik, 4 kişilik Bazen 5 kişi de oluyor Saatlerce süreni de var
Milli takım başta, büyük kulüplerimizin takımları da, maçlarıyla, antrenörleriyle, futbolcularıyla, hatta başkan ve yöneticileriyle, dahası maçın hakamleriyle, VAR'ıyla, MHK'sıyla masanın gündeminde oluyorlar, tartışılıyorlar!..Bizlerde yorumcuların görüşlerini, eleştirilerini, uyarılarını dinliyor ve de "tartma imkanına" kavuşuyoruzElbette "görüşlere, 'karşı görüşte olsak' da eleştirilere, uyarılara saygıyla yaklaşmamız gerekiyorÖyle de yapmaya gayret ediyoruz, ama "bir yere kadar!.."Ne var ki, o "bir yere kadar" ifadesinin sınırını, "insaf ve izan" çiziyorBu sınırı, ne yazık ki, çoğunlukla "eski futbolculuktan ve antrenörlükten gelen" yorumcular bol bol aşıyorlarHele hele "antrenörlükten gelenler için", en sonra söyleyeceğim sözü, en başta söyleyeyim; "görüşlerinize karşı olsam da, saygı duyuyorum" amma, "insaf ve izandan yoksun eleştirilerinize saygı duymam" mümkün değilZaman zaman, ekranın önünde, "o insafsız eleştirileri yapanlara doğru" parmağımı uzatarak, "Madem ki, bu işi, yerden yere vurduğunuz hocadan iyi biliyorsunuz da, neden bir takımın başında değil, yorumcu masalarındasınız" diyorumMesela, geçen gece, "aslında çok da sevdiğim ve saygı duyduğum" bir eski hocamız, Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk'a "ders vermeye kalkıştı"; TV ekranındanVay efendim, "Avusturya kampına 26 futbolcu nasıl götürülürmüş.. Antrenmanlarda 26 futbolcunun hangi biriyle uğraşacak, ilgilenecek imkanı, zamanı bulabilirmiş", mişmiş de mişmişDakikalarca bunu anlattı, Moderatör arkadaşımızda, eski futbolcu ve antrenör olan yorumcu da, eski hocaya hak verdilerBiri de çıkıp, "Hocam, Okan Hıca'nın yardımcıları var, dahası Galatasaray Avusturalya kampında 5 hazırlık maçı yapacak 5 maça, ortalama hemen hemen 5'er futbolcu düşüyor Yeni gelenler var, satılacaklar var, gençler var, bunları o maçlarda denemek ve kararları o maçlardaki duruma göre vermek çok daha mantıklı olmaz mı" diye sormadı