Dünden bugüne; Montella

Gazetemin dünkü spor sayfasında, birkaç cümlelik bir haber vardı, 4-2 kazandığımız İzlanda maçı için

Yıllardan beri beklediğimiz ve özlediğimiz bir galibiyeti "sıfırın altında bir soğuktan, kaygan bir zeminden" ülkemize getiren ve "liderliğini koruduğu gruptan çıkmayı garantileyen" Millî takımımız içindi, bu haber

UEFA, sosyal medya hesabının İngilizce paylaşımında, A Millî Takımımızı "yenilmez" ilan etmişti; "Undefeated (Yenilmez)"

Şükranlarım "İzlanda'da ilk galibiyetimizi 'nihayet' alan" ay yıldızlı futbolcularımıza, teşekkürlerim "hocaları" Montella'ya

Hey gidi hey 6 Temmuz'u hatırlayalım Türkiye, Hollanda'ya 2-1 yenilerek, elenmiş ve EURO 2024'e çeyrek finalde veda etmişti. Maçı izleyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, dönüşte uçakta gazetecilere "A Millî

Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne bu akşam âdeta kök söktürdü. Heyecan verici, kıran kırana geçen bir müsabaka izledik" demiş ve "Hoca'mız Montella'ya 'hemen' başlayan" eleştirilere de değinmişti:

"Şimdi bugün hemen saldırmaya başlamışlar. Neymiş, değişiklikleri zamanında yapmamış! Yok, artık bırak da yani onu da o yapsın. Yok, 60. dakikada olması lazım işte, niye 60. dakikada olmamış Ya bunları söylüyorlar. Yani ben işin bu yanında değilim. O kendini zaten ispatlamış bir isim. Dolayısıyla da elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor, yapıyor. Takım galip geldiği zaman Montella iyi, mağlup olduğu zaman kötü. Bunlar şık şeyler değil."

Ne kadar haklıydı, cumhurbaşkanımız; "Hemen gönderilmeli" denilmeye kadar varmıştı, Montella eleştirileri

İşte bugün; bu defa, "övgüde yarışıyoruz" Montella için

Konu buraya gelince Özellikle, millî takım ve büyük takımlarımızın da maçlarından sonra, TV'lerde kurulan "yorum masalarındaki 'istisnalar hariç' eski hocalarımıza" benim de bir çift sözüm var: