Büyük oynayan Hoca'ya selam!

Herkes şaşırdı... Barış Alper, Boey, Abdülkerim, Demirbay, Berkan başta, Galatasaray kadrosundaki birçok oyuncuyu "her görev verdiği yerde oynayabilen, Türkiye standartlarını aşarak, Avrupa bazında başarılı olacak' jokerlere çeviren" bir hocası var, sarı kırmızılıların; Okan Buruk!..
Ama "asıl değişikliği yaptığı bir başka kişi var" ki, çok önüne geçti, yukarıda sözünü ettiğim, değiştirdiklerinden...
Kim o; "Bugünün" Okan Buruk'u...
Sezon başının Okan Buruk'u ile bugünün Okan Buruk'u arasındaki "inanılmaz fark", doğrusu ya, "yarınların Okan Buruk'u için" Türk futbol antrenörlüğü bakımından Avrupa dünya standartlarında bir gelecek vadediyor... Hem de "çok beklemeden" belki de yarından da yakın!..
İçinde bulunduğumuz şubat ayı mart başı sürecinde, 31 günde dokuz maç oynamış olacak Galatasaray... 3,45 günde bir maç... Hem de Süper Lig'de, Avrupa Ligi'nde ve Türkiye Kupası'nda...
Bu 31 günün ilk 18'inde beş maçı oynadı bile hem Süper Lig'de, hem Avrupa Ligi'nde, hem Türkiye Kupası'nda...
2 Şubat; Süper Lig'de Samsunspor deplasmanında 0-2 galibiyet...
6 Şubat; İstanbul'da 4-2 ile Bandırmaspor'u Türkiye Kupası'ndan eleyiş...
10 Şubat; Süper Lig'de İstanbul'da 2-0'lık Başakşehir galibiyeti...
15 Şubat; Avrupa Ligi'nde, İstanbul'da Çekya lig lideri Sparta Prag'ı 3-2 ile ülkesine gönderiş... Ve de... "Kötü saha" tartışmaları içinde gidilen Ankara'dan, "Galatasaray'ın yıldızlaştırdığı" Fenerbahçeli Emre Belözoğlu'nun "gerilimi zirveye taşımasına rağmen" Ankaragücü'nü 3-0 yenip İstanbul'a dönerken, liderliği Fenerbahçe'den geri alış...
5 Maç... Atılan gol 14, yenen gol dört... Maç başına "beşe bir" bir ortalama ve 10 averaj...
Sakatlar, Afrika Kupası'nda olanlarla beraber, "birçok yıldızından mahrum olarak" oynanan maçlar...
31 günlük süreçte dört maç daha oynanacak; 3 Mart'taki Beşiktaş maçı ile beraber... Yarın Çekya'da, Sparta Prag maçı var... Sonra 26 Şubat'ta Süper Lig'de rakip Antalyaspor... Ve de 29 Şubat'ta Türkiye Kupası'nda rakip Karagümrük...
1955'den beri spor futbol yazarak geliyorum; "böyle bir süreci" sadece Galatasaray değil, hiçbir Türk takımı yaşamamıştı... Ve hiçbir Türk takımının hocası...