Beşiktaş'ın adaleti!

Galatasaray ile oynanan ve kaybedilen maçtan sonra, A Spor'un Beşiktaş muhabiri Emre Kaplan'a yumruk atarak, burnunu kıran Beşiktaş Başkanı Hasan Arat'ın şoförü, "1 gün tutuklu kaldıktan sonra" tahliye edildi.

Olayla ilgili olarak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç "Saldırıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmıştır. Spor, dostluk ve kardeşliktir. Sporun şiddetle gündeme gelmesi kabul edilemez. Şiddetin her türlüsünü kınıyor, bu gibi olayların bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum" demişti.

Beşiktaş İkinci Başkanı Hüseyin Yücel de saldırıyı kınarken şunları söylemişti:

"Böyle bir olayın kabul edilmesi söz konusu değil. Bu olayı kınıyorum. Olayı duyunca Sezgin arkadaşımız için 'Yapabileceği en büyük hatayı yapmış' dedim. Hakemden kan ağlıyoruz, maçın önüne geçen bir olay yaptı. Nereden bakarsanız tutarsızlık."

Peki, ne oldu; "bir gün tutuklu kalan" Sezgin Gülnar tahliye edildi.
Gazete haberlerinde "tahliyenin gerekçesi" yok.

Sadece Beşiktaş Kulübü'nün açıklaması var: "Adalet yerini buldu, Sezgin Gülnar tahliye oldu! Şimdi eskisinden daha da fazla kenetlenme zamanı! Safları sıklaştırıyoruz" denildi.

Yani, "Kulüp başkanlarının şoförleri, gazetecilerin burunlarını kırarsa, '1 gün hapis', işlem tamam" öyle mi
Bu acı "adalet anlayışı", bundan sonrası için "İşlem tamam ve de devam" yolunu açmıyor mu

Dahası, "Kulüpler kenetlenmek ve safları sıklaştırmak için, başkanlarının şoförlerini mi harekete geçirecekler" bundan sonra..

Şimdi bakacağım, Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyimiz ve de özellikle Türkiye Spor Yazarları Derneği ne yapacak; "saldırılarak burnu kırılan gazeteci" olayının "böyle kapatılması" konusunda..

Okan Hoca'ya uyarı!

Bak sevgili Hoca'm; Galatasaraylı futbolcular neden bu kadar çok kart görüyorlar; "ikinci sarı kartlarla kırmızıyı hak edip, soyunma odasına gitmemeyi" hakemlerin insafına ve vicdanına bırakıyor, "onların maç sonrasında yerden yere vurulmasının" yolunu açıyorlar..