Ve ilk Türk astronot Alper de irtica simgesi başörtüye takılmadı!

Bu ülkede yaşı yetenler neler yaşamadı ki

Çağı yakalama adına dine ait ne varsa yok saydılar.

Dindarlar ve kutsalları hep çağdaş olmanın önünde engeldi(!).

Din, ilimle bilime düşman gösterildi

İnancını yaşamak isteyene her koşulda hep üvey evlat muamelesi yapıldı.

Dini yaşamayı, Allah ile kul arasına sıkıştırdılar.

"Devlet kurumlarına dini kisve ve semboller giremez" denildi. Mevcut yapıyı kutsamak adına en kutsallar aşağılandı, "Kâbe Arap'ın olsun Çankaya bize yeter..." bile denildi.

Okuma ve bilime karşı gibi gösterilen dindarları, "Laikliğe aykırıdır" deyip inançları doğrultusundaki kılık kıyafetleriyle okullara almadılar

Okumak isteyenlerin okulları, Kur'an Kursları irtica yuvası bahane edilerek, "Kesintisiz Eğitim" adıyla kapatıldı

Her yıl üniversite sınavlarında birincilik rekorlarına imza attıkları halde İmam Hatip menşeili, Kur'an Kursundan gelme öğrencilerin puanları kesildi...

Buralardan gelen öğrenciler, İlahiyat veya Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü hariç başka bölümlere giremez denildi.

Düz liselerden Mühendislik ve Tıp Fakültesi okullarına giren dindar insanları da ya sakalları ya da başörtüleri bahane edilerek sınavlara sokmadılargireni de derste bıraktılar...

Bununla da kalmadılar, kimisini alın teriyle kazandıkları okullarının daha ikinci, üçüncü sınıflarında kimisini de diplomalarını almalarına kısa bir süre kala eğitimlerinden uzaklaştırdılar

Okulunu bitirenleri de ya hiç atamadılar ya da doktor, öğretmen olarak atananları görevlerinden el çektirdiler.

Askeri okullarda okuyan öğrencilerin başörtülü anneleriyle kışla içinde görüşmelerine izin vermediler. Çocuklarının en mesut gününde, "babası sakallı, anne ve kız kardeşi kapalı" gerekçesiyle kendi düğünlerine katılmalarına izin verilmedi; en mutlu günleri acıya dönüştürüldü. Dahası eşleri, anne ve kız kardeşleri, yakınları örtülü olanları Yaş Kararlarıyla ordudan attılar

Tüm bunlar yaşanırken, bunların haklarını savunan, inançlı insanların kurdukları siyasi partilerin çalışmalarına da engel koydular Halkın oylarıyla meclise gelen başörtülü vekillere yemin dahi ettirmediler, "Haddini bildirin!" dediler.

İrtica gerekçesiyle partiler bir bir kapatıldı, ilgililere de siyaset yasağı getirildi

"Eşi başörtülü cumhurbaşkanı olamaz, Çankaya'ya çıkamaz; İHL'liden, imamdan cumhurbaşkanı mı olur" diye feveran edip:

"Sakın ha cumhurbaşkanı adayı olma, sakın ha olma, olma!" çığlıklarıyla kıyameti kopardılar!

Buna engel olamayınca da Cumhurbaşkanının verdiği resepsiyona, eşi örtülü bahanesiyle katılmadılar

Tüm bunları, güya çağdaş, laik Türkiye'ye ve ilerlemesine engel gördüler!

Velhasıl tüm bunları geride bıraktık elhamdülillah!

Uyduruk gerekçelerle okullardan, askeriyeden atılmalar, parti kapatmalar geride kaldı.

Başı kapalılar, sadece okullarına kavuşmakla kalmadılar, memur olarak devletin her kademesinde, emniyette, askeriyede göreve geldiler!

Mecliste kadın vekillerinin yarıya yakını başı kapalı

Başı kapalı-başı açık sorun olmaktan çıktı!

Engel gördükleri dindar insanlar, başı açık-başı kapalı bir arada yaşanabilir olduğunu herkese kanıtladı.

Alnı secdeli, eşi-annesi kapalı olmak, babası sakallı olmak ilime olduğu gibi bilime de engel olmadığı, tam tersine değer kattığı anlaşıldı.

"İHL'liden cumhurbaşkanı mı olur"