Siyonistler ağlamadıkça dünyaya huzur gelmez! (2)

Siyonistler ağlamadıkça dünyaya huzur gelmez! (2)

NUSRET REŞBER

Siyonistlerin canı tatlıdır, malı değerlidir, huzur ve güvenlikleri her şeyin üstündedir. Onların dışındakiler insan bile değiller. Başkalarının can, mal, güven ve varlıklarının hiçbir önemi yoktur. Olmasalar da olur.

Başkalarının varlığı Yahudilerin can, mal ve güvenliğine en ufak bir endişe ihtimali taşıyorsa, uykularını kaçırıyorsa onlara hayat hakkı yoktur.

Değişmez zihniyetleri bu!

Bir önceki makalemizde şunu belirtmiştik:

"Siyonist Yahudi'ye huzur yoksa ağlıyorsızlıyor, daralıyor, endişe içinde saklanacak yer arıyor ve korkudan ödü patlıyorsa bu, insanlık namına iyiye işarettir.

Ve bunların şerrinden emin olunmadan hiçbir millete, ülkeye, hiçbir şekilde huzur gelmez!

Bunların anladıkları dil misillemedir.

Acı ve gözyaşına onları da uğratmalı.

Onlar gözyaşı dökmedikçe, can kaybı yaşamadıkça, deliklere sıkışmadıkça dünyaya rahat ve huzur gelmez."

Ve Rahmetli Abdurrahim Karakoç'un 20 yıl önceki makalesini alıntılamıştık: "Hitler'in basiretine hayran olmamak elde değil... Hitler bugünleri görmüş ta o zaman..."

Bu yazıyı yazdığında Karakoç, Filistinliler hapishanelere dolduruluyordu, işkencelerle yavaş yavaş öldürülüyordu. Bugünkü gibi toplu olarak kadın-erkek, yaşlı-çocuk, asker-sivil gözetmeksizin soykırım henüz uygulanmıyordu.

Rahmetli bugünleri yaşasaydı kim bilir neler yazardı.

Ocak 2025'te "barış ve sevginin birleştiriciliğine inanan, yıllarca bu inanç doğrultusunda liderlik yapan" diye öldüğü duyurulan Hahambaşı Rav İsak, o günlerde Karakoç'u medya medya gezmiş, "buna bir şey diyen yok mu" diye şikâyet etmişti.

Ve sağcısından, solcusundan, muhafazakârından herkes, Hahambaşının üzüntüsünü gidermeye koşmuş, onun gibi terörist İsrail'i kınamaları gerekirken Karakoç abiyi ve gazetemiz Akit'i hedef almıştı.

Evet, Abdürrahim abinin izinden giderek Hitler'in şu sözü üzerinden bugün daha derin düşünmek gerekmez mi:

"Öldürmediğim her Yahudi için bana küfredeceksiniz."

Biz, siyonist kafa gibi hiçbir ırkı toptan suçlamıyor, hor, küçük görmüyor ve tehdit olarak görmüyoruz; başka bir ırkı da topluca başkalarından daha üstün göstermiyoruz. Ama Yahudi ırkını din görenlerin tarihinde hep kan, gözyaşı ve sürgünler olmuştur. Ya kendileri başkalarına bunu reva görmüş veya başkalarını rahatsız ederek, kışkırtarak kendileri buna maruz kalmışlar.

Başlığımıza atfen, siyonist düşüncedeki Yahudilerin hep başkalarını ağlatması, başkalarının can ve mal güvenliklerini tehlikeye sokmalarına bir son verilmesi gerekir..

Dünyada hiç kimseye rahat ve huzur yoksa, onlara niye var..

Allah'ı karşılarına alan, gözünü kırpmadan peygamberleri canice öldüren bu kafayla tüm ilişkilerin koparılması diğer insanların yaşam hakkıdır!

1446 sene evvel Allah Resûlünün (s.a.s.) takip ettiği yola başvurmalı.

Gerek kültürde, gerek ticarette gerekse de askeri teçhizatta bunların alternatifini mutlaka oluşturma yoluna gitmeli.

Peygamberimizin emriyle Yahudiye ait olan Medine'nin tek içme su kuyusu Hz. Osman tarafından satın alınarak Müslümanların hizmetine geçirilmişti O zaman birçok yerde olduğu gibi Medine'nin de tüm ticaret pazarlarında bunlar hâkimdi. Allah Resûlü, onların bu piyasaya etki ve tesirlerini kırmak için onlara alternatif pazarlar kurdurttu.