Vaktiyle bir âbid vardı. Ve insanların taptığı bir ağaç "İnsanların taptıkları şu ağacı keseyim, belki bir kavmi Allah'a isyandan kurtarmış olurum" diye düşünerek, Allah rızası için o ağacı kesmeye karar verdi. Yoluna şeytan çıktı, nereye gittiğini sordu. "İnsanların ilâh diye taptıkları şu ağacı kesmeye..." diye cevapladı.
İblis, "Ben Şeytanım, o ağacı kesmene izin vermem" deyip engel oldu...
"Keserim, kesemezsin" derken âbid, şeytanı bir hamleyle altına aldı ve bıçağı dayadı boynuna.
Şeytan, "Bak o ağacı kesmen sana bir şey kazandırmaz; kessen bile tapacakları başka bir ağaç bulurlar. Gel bu işten vazgeç, buna karşılık her gün yastığının altına bir altın bırakayım" diyerek âbidi ikna etti. Ve her gün abidin yastığının altına bir altın bıraktı. Bir müddet sonra altın bırakmayı terk etti. Âbid, tekrar baltayla koyuldu yola.
İlk baştaki gibi şeytan karşısına çıktı ve abidi bir hamleyle altına aldı. Âbid buna bir anlam veremedi. Şeytan: İlk yola çıktığında niyetin Allah rızası içindi. Ama şimdiki niyetin altın için" dedi.
Xxx
Ebu Cehil'in oğlu İkrime'nin, İslam'a girmek için geldiğini gören Efendimiz, sahabelerine şöyle buyurdu.
"Sakın onun babasına sövmeyin, hakaret etmeyin! Hiç kuşkusuz ölülere hakaret dirilere eza verir ve ölülere ulaşmaz."
Pazartesi günü, F. Gülen, namı diğer FETÖ başı'nın öldüğü açıklandı.
Bunun akabinde gerek siyasilerce, gerek medyada birçok kişi kendilerince bir şeyler söylediler.
Evvela Abdurrahman Dilipak'ın, ister iyi ister kötü olsun birinin öldüğü duyulduğunda söylenmesi gereken ayeti paylaştı. Hemen birileri Dilipak'ı Fetö'ye sevgi gösteriyormuşçasına hedefe koydu. Vay neymiş, "teröristin arkasından bir de dua okuyorsun" gibi konuşmalar. Anlaşılan duayı da ayetleri de bazen birbirine karıştırıyoruz.
Ve dahası Müslümanın bir duruşu, inancı var.
Ölen insanın kâfir olduğunu bilmeden, 253 kişinin hunharca şehit edilmesi de olsa, ülkemize ve meşru iktidara darbe kalkışması da olsa suçu, hızımızı alamayarak, "ebediyen cehennemde yanacak Kesinkes cehennemliktir" gibi söylem İslami değildir.
Bunu söylemek onun terörist olduğunu ortadan kaldırmaz!
Kimin ne kadar cehennemde yanacağını da kesin olarak bilen olan Yüce Allah'tır.
Şehit babası, evladı, eşi olsak da, yüreğimiz dün gibi taze acıyla yansa da Müslümanca duruşumuzu bozmayalım.
En doğru ve beğendiğim söz Sayın Devlet Bahçeli'nin sözüydü: "Yapılan hiçbir ihanet, hiçbir kötülük kimsenin yanına kalmaz, yarına da bırakılmaz. FETÖ elebaşına bile dünya kalmadı, kendi topraklarında, casusluk eğitimi aldığı ülkesinde Allah'a hesap vermek üzere öldü gitti. Dileğim, Allah'ın azabıyla kahrolması, hıyanetini, müşrik ve münafık emellere hizmetinin bedellerini tek tek ödemesi, cehennemde ebediyen yanmasıdır"
Evet, acımız ne denli olursa olsun, imanımızın gerektirdiği Bahçeli'nin sözü olmalı!
Fetö başının ölümünden sonra medyada gerek aleyhinde, gerek lehinde ve gerekse de etliye sütlüye karışmayan türden birçok makale okudum. En çok dikkatimi çeken şu oldu.
1. Din ve diyanete düşmanlıklarından onu evvelde de sevmeyenler, bugün de sevmediklerini aynı saikle ortaya koyan ateistler, solculardı. Bu zümre, din diyanete dair hiçbir şeyi sevmezler zaten. Ve bunlar bu sebeple Fetö'ye saldırmaktan ziyade daha önce bunlara kananlara, bunlarla bir şekilde yol yürüyenlere saldırmaktadırlar. Bunlar için her şey barbar batıdan devşirme laikliktir, demokrasidir, batıcılıktır.