"Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez" ( Ra'd 11)
"Hayırlınız, kendisinden iyilik umulan ve kötülüğünden emin olunandır. Kötünüz de, kendisinden iyilik beklenmeyen ve kötülüğünden emin olunmayandır." (Tirmizi)
Medeni ve gelişmiş(!) ülkelerin topraklarında insanlar güvende değil. Zira medeni geçinenler, dünyaya medeniyet dersi öğretenler yine medeniyet naralarıyla dünyaya kan kusturuyor bugün, dün olduğu gibi.
Çağdaşlık dediler, uluslararası kanun, insan hakları dediler
Ama Orta Doğu'yu kanla işgal edenler, kirletenler onlardan başkası değildi.
Yıllardır işgal altındaki Filistin topraklarında bugün sergilenen soykırım vahşetiyle modern, medeni ve insancıl(!) batının bütün yüzleriniyüzsüzlüğünü gördük. Aslında dünyaya medeniyeti batı kaybettiğinden, unuttuğundan Allah son peygamberi, son kitabı gönderdi.
Son peygamber geldiğinde dünyada haksızlığın her türlüsü vardı.
Hırsızlığın, adam kayırmanın, kadın-erkek, yaşlı-çocuk ve kimsesizlerin suçsuzca katledildiği; rüşvetin, haksız kazancın kol gezdiği bir dünya hâkimdi. Yalan, sözünden cayma, başkasının malına haksızca oturma, güvenilirliğini yitirme sıradanlaşmıştı. Gönderilen son peygamber, haksızca insan öldürmeyi, kadınlara ve kız çocuklarına yaşam hakkı tanımamaya son verdi.
Haksız kazanç olan faizi kendi akrabalarından başlayarak kaldırdı. Kendisinden olsun, olmasın herkese eşit davranmayı öğretti.
Kendisine güvenilmeyene toplumda yer olmadığını aşıladı. Bizzat kendisi "el-emin"güvenilir olarak örnek oldu! Sözünde sadık kalarak, emanete riayet ederek, haksızlığa uğrayan kim olursa olsun yanında yer alarak ve hakkını savunarak topluma örnek "usve-i hasene" oldu.
Ashabına, bu dini kabul edenlere de bunu öğretti. Onun arkadaşları bu örnekliği iliklerine kadar birebir özümsediler Ondan sonra bize gelene kadar bir bir bu hasletler bizleri, sahip çıkamadığımız için terk etti. Ülkeler arası yollarda can, mal ve nesil emniyeti kalktı
Şehirlerarası mesafelerde de
Derken yaşadığımız şehirlerde, şehirlerin sokaklarında da bu güven yitirildi.
Milletin efendisi tanımı yapılan, saftemiz, bozukluğun uğramadığı köylerimizde de ne yazık ki hızla bozulmalar yaşandı.
Milletin efendisi olan köylü kurnazlığın her türlüsüyle tanıştı
Gün yüzüne çıkmayan her hileyi öğrenir, uygular hale geldi.
En karanlık işler, bozulmuş şehirlerimizden kuytu köşede kalan köylerimize kadar ulaştı.
Bugün artık ne yazık ki hiçbir yerde, hiçbir şekilde güven kalmadı! Yalan-dolan meslek oldu.
Helal haram demeden köşeyi dönmek uyanıklık sayıldı, gıpta edilir oldu. Adam kandırma, aldatma, başkasının canına haksızca kastetme, anne-babayı, evladı ve en yakınlarını öldürme normal hale geldi!
Bu nasıl bir dünya Bu nasıl bir çağ
Bu nasıl bir inanç, değilse nasıl bir medeniyet, çağdaşlık İnsan evinden işe gidiyor dikkat edilmeyen bir trafik kazasında can veriyor.
Sokaktan işe veya evine gidiyor nerden çıktığı, nerden beslendiği belli olmayan bir cani tarafından kılıçla, okla, bıçakla vurularak öldürülüyor.
Okuluna, işine giden sayısızca kızcağız-kadın toplu taşıt sapıklarının kurbanı oluyor!
İnsanların Allah rızası için toplandığı Allah'ın evi ibadethanelerde din görevlileri, kafayı çekmiş veya çektirilmiş birilerinin hedefi oluyor