Başlıktaki söz, Hz. Hamza (r.a.)'ya nispet edilir.
Biliyorsunuz, Allah ve resulünün aslanı Hz. Hamza, Uhud savaşında kalleşçe vurularak şehit edildi!
"Kalleşçe" diyorum, çünkü Allah'a ve Resulüne ve de inanan müminlere savaş açanlar, hiçbir zaman Hz. Hamza'ya korku verememişlerdi ve ona yanaşamamışlardı. Ne Müslüman olmadan önce ne de sonra
İslam düşmanı olan Ebû Cehil de, İslam'la tanışmadan önce en korkulu düşman olan Hz.Ömer de dâhil.
Şehit düştüğü Uhud savaşında o kadar korkusuzdu ki Hz.Hamza (r.a.), adeta düşman saflarını yararak ilerliyordu. O gün Allah'tan aldığı bu korkusuzluğunu şöyle dile getiriyordu:
"Sayıca bizden fazlalar fakat yine de adil bir savaş olacak. Çünkü onlar bizi görüyor, biz de onları Ve ben gözümün gördüğü hiçbir şeyden korkmam!"
Ve dediği gibi gözünün gördüğü hiçbir güç ona zarar veremedi.
Ancak savaşta tek hedef olarak Hz. Hamza'yı öldürmekle özel görevlendirilmiş, neticede kölelikten kurtuluş vaat edilen köle Vahşi, sinsice, uzaktan attığı mızrakla şehit edebildi!
Bu yüzden, insanlık tarihinde insan için en tehlikelizararlı düşman, görünmeyen ve bilinmeyeni olmuştur.
Bu bazen insanın başta nefsi olur...
Nitekim kontrol edilemeyen nefis, insanı geri dönüşü mümkün olmayan korkunç sonuçlarla yüzleşmeye götürebilir!
Malumunuz, ilk insan, ilk peygamber ve eşi, nefislerinin kurbanı olmuşlardır.
Dizginlenemeyen nefse, hele bir de en azılı düşman şeytan hükmetmeye başlamışsa sonucunu siz düşünün!
"Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır." (Yûsuf, 5)
Bazen insan için en korkulu düşman, insanın yaptığı gizli günahları, hata ve kusurları gelir.
Bu yanlışlar bir gün açığa çıktığında insanın çehresi döner.
Bunlara kılıf bulmak, örtbas etmek için, bugün yurdun gündemini meşgul eden Diyarbakırlı Narin vahşeti gibi yapmayacağı şey kalmaz!
Bilirsiniz, en cesur insanları, iyisiyle kötüsüyle bizzat yakınları ele vermiştir.
Dağ eşkıyasından tutun kitlelerin gönlünde taht kuran kahramanlara kadar.
En yıkılmaz devletleri, imparatorlukları içlerinde gizlenmiş sinsi yapıların yıktığı gibi
Hz. Ömer'i, Hz. Ali'yi karşıdan görünerek "ben seni öldüreceğim" diyenler değil, kimliklerini gizleyen sinsi katiller sürüsü öldürmüştür, şehit etmiştir.
Hatta Hz. Osman'ı öldürenler de içeride misafir kalanlar şehit etmiştir.
Bugün gizli düşmanlarımız, dahası korkularımız oldukça fazla!
Teknoloji dediğimizde birileri başka taraflara çekiyor.
Teknolojinin, bilginin doğru amaçlarla kullanıldığında tabii ki korkulacak hiçbir yanı yok.
Bilgi ürünü teknoloji, onu bizlere bahşeden Allah rızası uğrunda, insanlık faydasına kullanıldığında hem madden hem manen faydası şüphesizdir.
Doğru kullanılmadığında, insanlığın yok edilmesi için kafa yorulduğunda felakettir, dünyanın sonuna hızla götüren bir araç olur.
Katilin, hırsızın, cani ve namus bilinci olmayanın elinde her bilgi, modern teknoloji ürünü, birer silahtır, dinamittir, felakettir!
Organ bağışı gibi Konumuz değil tabii ama.
Organ bağışı, bağışlayan için iyiliğiyle, faydasıyla bilinen bir insana yapılması ne kadar faydalı ve sevapsa, şerriyle insanların başına musallat olana yapılması da keza hayır ve fayda değil, bir şerdir.
Yapılan her şerre bağış yapan da ortaktır!

92