"Ben partimi iktidar yaptım"

"Ben partimi iktidar yaptım"

NUSRET REŞBER

Bazen bir sebeple ayrıldığımız yerlere (maddi manevi mevkilere) bir daha gelmek nasip olmayabilir. Gelmeye çalışsak dahi şartlar eskisi gibi lehimize mümkün görünmeyebilir.

Her şeyin vakti zamanı geldiğinde değerlendirmeli/yapmalı, yitirmemek için de sımsıkı sarılmalı, kıymetini bilmeli.

Ya da geçmişi tamamen unutmayı göze almalı, ah vah yapmamalı.

İnsan bazen eş dostlarıyla birlikte yaptığı faaliyetleri (ulvi veya sıradan da olsa) küçümser, "tek başıma daha bağımsız yaparım" hevesine kapılır; bir zaman sonra elindekileri yitirmekle kalmaz; dişe dokunur bir mesafe kat etmediğini görür ama geriye sadece pişmanlık kalır.

Yapılan işlerin, verilen karaların, hele insanlık adına hizmetlerse, daha iyi hesap etmeli, eksi/artısını iyi düşünmeli; küçük hesaplara kurban etmemeli.

Bugünlerde, eskide çok önemli devlet kademelerinde görev almış kimi siyasetçilerin, geriye daha önce beraber yol aldıklarının arasına dönmeleri konuşuluyor. Verilen cevaplar bana geçmişte kimi siyasetçilerinin verdikleri kararlarla bugüne kadar neler değiştiğini/değiştirdiğini hatırlattı.

Ocak 1998'de vesayet güdümlü yargı, Refah Partisi'ni kapatıp 5 Temmuz 2000'de de merhum Başbakan Necmettin Erbakan'a ömür boyu siyasi yasak getirdi…

O sırada İBB Başkanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da, 6 Aralık 1997'deokuduğu bir şiir gerekçesiyle 10 ay hapis cezası verildi. Erdoğan, 26 Mart 1999'da girdiği cezaevinden 24 Temmuz 1999'da tahliye edildi.

Bugün dahi yerli ve milli olamayanlar sevinçlerinden uçuyorlardı. Erbakan Hoca ve arkadaşlarına ise etmedikleri ithamlarda bulunuyorlardı. Tayyip Erdoğan için "Muhtar bile olamaz" kinini kusuyorlardı.

Ama onların kurdukları hile ve oyunlarına karşı Allah'ın da bir hesabı vardı, bunu unutuyor, bilmiyorlardı.

Tayyip Erdoğan, siyasi yasakları aşmanın yolunu yeni bir parti kurarak yoluna devam etmeyi öngördü. Aynı düşüncedeki arkadaşlarıyla 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurdu ve girdiği ilk seçimlerde de (2002 genel seçimleri)%34,43'lük oy ileAbdullah Gül'ün başbakanlığında58. hükûmeti kurdu.

Tayyip Erdoğan beraberindeki ekiple 2007-2011 seçimlerinde de partisinin oy oranını daha da artırarak (2007'de 46,58, 2011 genel seçimlerinde ise %49,83) iktidara taşıdı.

Partisinin ilk Başbakanı olan Abdullah Gül'ü bu sefer cumhurbaşkanlığına taşıdı.

Gül'ün yanı sıra bugün yanında olmayan çoğu arkadaşını vekil, bakan ve başbakan yaptı.

Bugün yanında olmayan arkadaşları millete hizmet olan bir dava için gerekçe olmayacak sebeplerle Erdoğan'dan uzaklaştı.

Uzaklaştıktan sonra Erdoğan hükümetlerinde bir ağırlığı, değeri olan bu arkadaşların bugüne kadar kayda değer bir iş yaptıkları görülmüş değil.

Diğer taraftan önceleri yanında olmayanlar, Erdoğan ve Partisinin icraatlarına şahit olunca gelen davete hayır demeden bir bir yanında yer aldılar.

Numan Kurtulmuş, Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti ile HAS Parti'nin birleşme teklifine olumlu cevap vererek 1 Kasım 2010'da kurduğu partisini 19 Eylül 2012'de feshedip Ak Parti'ye katıldı. İki dönemdir meclis başkanlığını yürüten Kurtulmuş'un bugüne kadar adı hep icra ettiği hizmetlerle daha da anılır oldu, olmaya da devam ediyor.

DemokratParti Genel Başkanı Süleyman Soylu da Erdoğan'ın davetine icabet edenlerdendi.

Soylu, "büyük hizmet kervanı" olarak nitelediği AK Parti'de bulunmayı "Tam anlamıyla evime geldim" sözleriyle tanımlıyordu.