CHP'nin AK Parti ve Erdoğan'a yönelik temel eleştirilerinden biri "Basın Özgürlüğü" meselesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yıllardır "Diktatör"lükle itham ediyorlar. Medyaya baskı yaptığını söylüyorlar.
Hatta "Gazetecilerin soracağı soruları bile Erdoğan belirliyor" diyorlar!
Siyasette "samimiyet" çok önemlidir ve "iktidar" dönemleri, partilerin samimiyet testidir!
Peki, CHP iktidarının "Demokrasi ve Basın Özgürlüğü Karnesi" nasıldır
Bunu, Cumhuriyet gazetesini kuran ve Reisicumhur Mustafa Kemal tarafından Matbuat Umum Müdürlüğü'ne (İletişim Başkanlığı'na) tayin edilen Kemalist Zekeriya Sertel'e soralım:
"İnönü, diktatörlüğü daha da artırdı. 'Tek millet, tek parti, tek şef' diye bir sistem kurdu. Millet de parti de 'O' demekti. Bunun adı 'faşist diktatörlük' idi. Nefes almak imkânsızdı. Basın bile onun emrindeydi. Emrine uymayan gazeteleri kapatırdı."[1]
4 Mart 1925'te çıkarılan "Takrir-i Sükûn Kanunu", tek muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı destekleyen 3-5 gazeteyi kapatmak için kullanılmıştı.
Sizce "Yeni CHP" farklı mı
Hatırlıyor musunuz CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde, "8 Haziran'da ilk işimiz 'muhalif' gazetelerin tamamına el koymaktır" demişti.
CHP bunu yüzlerce defa yaptı! 25 Temmuz 1931 tarih ve 1881 sayılı "Matbuat Kanunu"nu kullanarak tam 323 gazete ve dergiyi kapattılar!
Öyle katı bir sansür uyguluyorlardı ki, Matbuat Umum Müdürlüğü (İletişim Başkanlığı), gazetelere resmen "diktatörlük talimatları" gönderiyordu:
- "İngiliz askeri heyetinin Türkiye ziyareti hakkında detaylı haber ve fotoğraf yasaktır; sadece 'geldi/gitti' yazılabilir." 14 Mayıs 1939
- "Yabancı devlet reisleriyle icra heyetleri başlarında bulunan zevat hakkında itidalli karikatür yapılacak." 22 Mayıs 1940
- "Anadolu Ajansı'nın haberlerinden başka haber yazılmayacaktır." 10 Haziran 1940
- "Gazetelerde büyük manşetler yalnız dâhilî haberler için kullanılacaktır.
Haricî (dış) haberler tek sütuna dizilecek ve 24 puntodan büyük başlık konmayacaktır. Matbuat Umum Müdürlüğü'nün ve Anadolu Ajansı'nın vereceği haberlerden başka hiçbir haricî haber neşredilmeyecektir." 20 Temmuz 1940
- "Türk rejimi dışında hiçbir rejim ve ideolojiye ait neşriyat yapılmayacaktır." 20 Temmuz 1940
- "Mebus General Kâzım Karabekir'in 23 Aralık 1940 günü TBMM'deki beyanları hiçbir şekilde yayınlanmayacak ve bu beyanattan bahsedilmeyecektir." 23 Aralık 1940
- "Otomobil yedek parçalarıyla lastiklerin bittiği, un stokunun azaldığı, meyve ve sebzeye yapılan zamlar asla yazılmayacaktır." 10 Ağustos 1940
- "Reisicumhur İsmet İnönü, Ankara civarında küçük bir seyahat yapmak üzere hareket etmiştir. Gazeteler bundan başka hiçbir şey yazmayacaklardır." 14 Aralık 1940
- "Oniki Ada hakkında talebimiz olduğu izlenimini verecek bazı yayınlar görülmektedir. Bu hususta katiyen yazı yazılmayacaktır." 6 Ocak 1941
- "Memleket genelinde vuku bulan Tren kazaları hakkında haber yapılmayacaktır." 4 Şubat 1941

3