Starmer'ın sessizliği

Kral Charles, Camilla ile 20. evlilik yıldönümünü, Çizme'ye yaptığı bir resmi gezi sırasında kutladı.

İngiltere Kralı, resmi olduğu denli kendisi için özel olan bu gezide İtalyan parlamentosunda dikkat çekici bir konuşma yaptı.

Kral'ın, -iklim ve jeopolitik kriz gibi- yaşadığımız berbat zamanlara bir gönderme olan, Dante'nin İlahi Komedya'sının "cehennem"inden çıkışını betimleyen ("Ve yeryüzüne çıkıp, yeniden yıldızları gördük") sözleriyle bitirdiği konuşması, olağan üstü ilgi gördü.

İlginin nedeni, Kral'ın berbat İngiliz aksanıyla konuştuğu bir İtalyancayla yaptığı Dante alıntısı değil, konuşmanın yapıldığı yer ve de mekandı.

Sözü edilen konuşmanın, gelenek olduğu üzere Cumhurbaşkanlığı veya Başbakanlık Sarayı'nda yapılması gerekirken, Kral'ın özel isteği ve tercihi ile "parlamento"ya kaydırılması, başlıbaşına bir "siyasi mesaj" olarak algılandı.

MAGNA CARTA'DAN GERİ DÜŞTÜK

"Bir hükümdar demokratik değerleri hatırlatırsa" başlığıyla konuyu birinci sayfasına taşıyan La Stampa gazetesi, "Parlamentoların ve demokrasilerin bir arada yaşama kurallarının sürekli saldırı altında olduğu böyle bir anda İngiltere Kralı'nın konuşmasını parlamento çatısı altında yapmak istemesi bir rastlantı değildir" diyerek yazdı ve -özetle- ilave etti:

"Demokrasilerde parlementonun gücünü ve önemini vurgulamak için demek ki bir 'kral'a ihtiyacımız varmış. Monarşilerin elbette ki son kullanma tarihlerinin geçtiğini biliyoruz. Ama alternatifler eğer Trump ve onun yardakçılığına soyunan (Meloni de bir Trump'çı!) liderlerse, o zaman bize yaşasın anayasal özgürlüklere saygı duyan krallar demek kalıyor!

Kralların mutlakiyetçiliğine karşı yüzyıllar içinde fethedilen hakların yüreğini oluşturan 1215 tarihli Magna Carta'yı anımsayalım

Kralların dahi yasalar üzerinde olmadığını, rastgele vergi salamayacaklarını ve yurttaşların adil yargılanma hakkına sahip olduğunu kayıt altına alan bu belge bugün hala Londra'da British Library'de titizlikle muhafaza edilir.

Ne var ki bu değerler bugün unutulmuş görünüyor.

ABD de bir inşaatçı bozması kendisine tanrıdan inen mutlak güç vehmederken, İngiltere Kralı Charles İngiliz monarşisinin bugün yumuşak gücünü kullanarak dünyaya parlamentoların egemen gücünü hatırlatıyor."

Nerelere savrulduğumuzu durup hesap edin: Parlamentoların sahip olduğu egemen gücü hatırlatmak, İtalya'da bile başlı başına siyasi duruşa ve bir beyana dönüşmüş durumda.

"La Stampa"nın yorumu çok açıdan çok çarpıcı: Modern demokrasilerin bir yanda fark edilir U-dönüşüne dikkat çekerken, bir yandan da modası geçmiş monarşisine rağmen demokrasilerin hala beşiği olarak görülen Birleşik Krallığın, bu konudaki yol gösterici, öncü rolüne ve "yumuşak gücüne" atıf yapıyor.

'BON POUR L'ORİENT' ZAMANLARI DEĞİL

Ne yazık ki bu rehberlik ve öncülük rolünde, İşçi Partisi'nin lideri Başbakan Keir Starmer, İngiltere Kralı'ndan geriye düşüyor.

İngiltere'nin köklü demokrasi geleneklerini ve değerlerini öve öve bitiremeyen "La Stampa" nın başyazısı ile Özgür Özel'in Guardian