Kafesteki ülke

"Sevgili Lele,

Bu mektubu sana Mussolini isimli tiranın nihayet sepetlendiğini söylemek için yazıyorum" diye başlıyor İtalya'nın tanınmış 20. yüzyıl yazarlarından Ennio Flaiano'nun, faşizmin sonlandığı 25 Temmuz 1943 tarihliyeni doğmuş kızına kaleme aldığı mektup

Flaiano'yu İtalya'da dahi milenyum kuşağının bugün fazla bildiğini sanmıyorum.

Repubblica gazetesi tarafından henüz taze önceki gün, ortaya çıkarılan mektup ne var ki öylesine çarpıcı ve yalın ki, buraya alıntılamadan edemedim...

Ennis Flaiano'nun, İtalya'nın 20. yüzyıl kültür evreninde tılsımlı bir tınısı, yeri vardı. Ana akım gazetelerdeki köşe yazarlığının ötesinde, İtalyan sinemasının devlerinden Federico Fellini'nin La Strada, Dolce Vita ve 8 gibi efsane filmlerinin çünkü senaryo yazarlığını yapmıştı.

Mussolini düştüğünde o dönemde henüz 8 aylık olan Lele isimli minik kızına simge yazar işte, ömür boyu o günleri unutmaması için bir mektup kaleme alıyor. Üstüne de Manet'nin FlütçüGenç Flütçü tablosunun resmini iliştirdiği mektupta, Çizme'yi 21 yıl karanlığa boğan Mussolini dönemini şöyle özetliyor:

TEK ADAM REJİMİNİN AHLAKİ SEFALETİ

"Sana bir gün nasıl büyük bir moralahlaki sefalet içinde yaşadığımızı anlattığımızda şaşıracaksın. Hiç inanmak istemeyeceksin. Belki de 'O'ndan neden daha önce kurtulmadınız Neden onu daha önce savmadınız'diye bizlere sitem edecek ve kınayacaksın.

Ama bu olanaksızdı.

Tiranın, ülkeyi bir kafes içinde tutan; jurnalciler, polisler ve aşağılık çakallarından oluşan koca bir ordusu vardı. Öyle ki, insanlık tarihinin en hazin dönemlerinde bile masumlara karşı, böylesine örgütlü bir ordu harekete geçirilmemiştir.

Fazladan söylenmiş tek bir sözcük, demir parmaklıkları boylamaya yeterdi. İki çift söz ise yaşamınızı kaybetmeniz anlamına gelirdi.

Resmi görüşten farklı görüşte olmak lüksünün bedelini, binlerce insan yaşamlarıyla ödedi.

Tanrıya şükürler olsun ki nihayet bu zulüm sona erdi. Sen, faşizmin her tür habis etkisinden arınmış bir eğitim alabileceksin. Geleceğin ne göstereceğini bilemeyiz. Ama kesin olan bir şey varsa; Tanrı artık uyandı.

Manet'nin Flütçü'sü yüreğinde; bizler için de, özgürlüğün tatlı melodisini çalmaya devam etsin.

Sonsuzluğa dek çal, Flütçü!"

İşbaşında bulunan Meloni sağına karşı bir süredir "Tehlikenin farkında mısınız" yazılarıyla dikkat çeken İtalya'nın Cumhuriyet'i, "Repubblica", şiirsel içeriği ötesinde yukarıdaki mektubu şimdi tarihi bir tanıklık adına gün yüzüne çıkartıyor.

Antifaşizmin, Meloni hükümetinin etiketlediği üzere, genel geçer bir "solculuk" değil, damardan farkındalık ve tarihi tanıklık sorunu olduğunu vurguluyor.

"Repubblica" ile Meloni'nin hiç barışamayan yıldızlarını izledikçe, garip bir "deja vu" duygusuna kapılıyorum.

Tarihe düşen bu kayıtların ve bu uyarıların hiçbirisi korkarım işe yaramayacak.

Ülke zira çoktan yükselen Meloni dalgasına kendisini kaptırdı. Zaman oluyor muhalif kesimlerden bile bıçkın kadın lider için, "Bak görüyor musunuz ama tuttuğunu koparıyor!" alkışları yükseliyor. İnsan hayretler içinde kalmaktan kendisini alamıyor.

'ŞAHSIM DEVLETİ'NE DOĞRU

Hemen her vesilede kadın Başbakan'la kafa kafaya gelen Repubblica'nın