Bekle...

Her şey olurken, sanki hep olacakmış gibi geliyor nedense.

Bu bebek hep ağlayacak, bu yara hep kanayacak, bu cümle hiç susmayacak.

Halbuki hepimiz çok iyi biliyoruz ki zaman, bol deterjanlı bir bulaşık süngeri gibi hepsini silip süpürüveriyor.

Tezgaha yeni şeyler koyuyor.

Kıpkırmızı bir elma, kırık bir bardak, sulanmak isteyen bir çiçek... Bu sefer de sen onları sonsuz sanıyorsun nedense.

Bu elma hep olacak hiç çürümeden, böyle duracak.

Hep bu kırık bardaktan içeceğim.

Çiçeğim hep sulanmak isteyecek.

Sonra bakıyorsun, onlar da silinip süpürülüyor.

Elma çürüyor, bardağın yenisi geliyor, çiçek çiçekliği kadar sürüyor.

Tutundukların toz olup bırakıyor seni.

Gitmez sandıkların bakmışsın bir sabah yok. Her şeylerini alıp gitmişler.

Hafızanda kaldıkları kadar oturup oradan da apar topar gidiyorlar sonra. Bu cümleyi okuduğumda, 'Benden Sana' şarkımda geçen, 'Bu da geçer yahu!' sözü geldi aklıma.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bu gelip geçicilik, bu misafirlik, bu anlık buluşma bilgelerin çağlar boyunca dudaklarından dökülmüş de biz duyabilmiş miyiz

Bunu gerçekten duysak, nelerde hâlâ ısrar eder, neleri bırakırız

Bunu hissetsek, neye kederlenmeyi bırakıp bir oh çekeriz

Bu bizim pusulamız olsa, avucumuzda sıkı sıkı tuttuğumuz neyi salarız

Hangi yarayı şefkatle okşar, bize kızgın gözlerle bakan kime gülümseriz