Birbirinize sımsıkı sarılın

Birleşmekten, kardeş olmaktan başka yol yok. Yoksa sarsılırız, gücümüzü kaybederiz. Bilmek lazım ki dışarıda bizi sevmeyen o kadar odak var ki sayısını tahmin bile edemezsiniz, tek sermayeleri gönüllerimizin ayrışmasıdır.
NE zaman bir olsak, iyi işler yapsak mutlaka şeytan ve nefislerimiz şer üretmeye başlar.
Gücümüzü zafiyete uğratır. Elimizdeki gücü ve imkânı sarsar ve bizi ortalıkta perişan halde bırakır. Ondan sonraki yakınmaların, eyvahların hiçbir manası yoktur. Giden gitmiştir, geri gelmez.
Yüce Rabb'imizin verdiği her imkân ve güç aslında bir imtihandır. Yüce Rabb'imiz imkânları ve gücü, nimet ve fırsatları nasıl kullandığımıza bakar. Yanlış kullanırsak ibadetimize ve samimiyetimize bakmadan alır. Bir daha da vermez.
Bildiğiniz gibi "Uhud", Hz. Peygamber'in (SAV) başkomutanlık yaptığı bir savaştır. Bu savaş sahabenin söz dinlememesi sonucunda ağır darbeyle kapanmıştı. Elbette burada hepimizin alacağı ders vardır.
ALLAH'IN İPİNE SARILIN
Kur'an-ı Kerim müminleri uyarıyor.
Gücünüzü, kalplerinizi, himmet ve gayretinizi birleştirmezseniz tümünü yitirirsiniz buyuruyor: "Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılınız. Parçalanıp bölünmeyiniz.
Allah'ın size olan nimetini hatırlayınız. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz ve O, kalplerinizi birleştirmişti.
İşte O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.
"Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz." (Ali İmran, 103).
Söz açık, ayetler net. Birleşmekten, kardeş olmaktan başka yol yok. Yoksa sarsılırız, gücümüzü kaybederiz. Bilmek lazım ki dışarıda bizi sevmeyen o kadar odak var ki sayısını tahmin bile edemezsiniz, tek sermayeleri gönüllerimizin ayrışmasıdır.
BİR DUA
Hz. Ebubekir'in duası Ya Rabbi, şu ahiret azığı az olan adama, lütfunla cömert davran. Hakikatten o; günahlarından dolayı iflas etmiştir, çaresizdir.
Senin kapına gelmiş, kapına sığınmıştır. Ey kudreti sonsuz Allah'ım, onu boş çevirme! Şu kulunun günahları çoktur hem de çok fazladır.
Sen çok olan günahları da bağışlarsın. Bu kul, çaresizdir; gurbetteki yolcu gibidir. Günahkârdır; kapına sığınmış, rahmet dileyen bir fakirdir. O hep isyan etti... Unuttu seni ve nimetlerini.
Hata üzerine hata yaptı.
Sen ise bütün bunlara rağmen iyilik üzerine iyilik ettin. Sonsuzca verdin, hep verdin, tükenmez hazinenden isyankârlara da verdin.
Rabbim, günahlarım, kum taneleri kadar çoktur.