Risale-i Nurlar ve İslam dünyasındaki önemine bir bakış -5

Bediüzzaman Said Nursî'ye de hizmeti geçmiş merhum, MEHMET FIRINCI bu sempozyumda şunları söyledi:

"Üstad kitaplarında ve sohbetlerinde Mısır ve Ezher'in Risale-i Nurlara sahip çıkmasını istiyordu."

"Kur'ani bir ziyafette bulunmak hepimiz için büyük bir saadettir. Ben yakinen biliyorum ki Risale-i Nurun dünyaya neşri hususunda Ezher'den büyük âlimlerin sahip çıkmasını çok istiyordu. İhsan Kasım abiden Allah azı olsun Risale-i Nurları Kur'an lisanına tercüme etmekle bu hizmeti ifa etti. Ezher'i Şerifin makamında neşrine muvaffak oldu."

"Fakat burada en güzeli ve önemli bir husus, Şeyh Ahmet Ömer Haşim Efendi'nin, yıllar önce Türkiye'de düzenlenen gençlik cemiyetinin tertip ettiği yarışmaya gelerek iştirak etmesi. Ve o günden itibaren de kesintisiz bir şekilde bu meseleye sahip çıkması ve bugün de aramızda olması çok önemlidir. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca da bu duygulu ve fesih, beliğ konuşması bizi de çok duygulandırdı. İnşallah bu büyük gayretleriniz neticesinde çok güzel hizmetler verilecektir. Bütün âlemi İslâm ve Mısır ulemasına ve halkına teşekkür ederim."

İDARECİ, MERHUM ABDÜLHALİM ÜVEYS:

"Risale-i Nur daima ileriye bakar. Düşmanın kuyruğuna vurmaz. Risale-i Nur zeki bir harekettir. İçtimai hayatı bilir. Adetullaha uyar. İbadette en küçük adaba riayet eder. Siyasetten içtinap eder. İçinde bulunan zamanın şartlarına ve asra göre hareket eder. Asrın hastalığı Risale-i Nurla şifa bulmuştur. Ümmetin ne istediğini bilmiştir. Çareleri reçeteye yazmıştır. Sünnetüllah'a uygun hareket etmek İslâmiyet'in baharını hazırlamıştır. Risale-i Nurun fikri daima teceddüd etmektedir. Bediüzzaman çalışıp neticeyi Cenabı Hakka havale etmiştir. Sünnete tam temessük etmiştir. Cenab-ı Hak razı olsun. Bizlere de Risale-i Nuru anlamayı nasip etsin. Üstadımızı da peygamberler, Sıddıklar ve şehitlerle haşretsin."

İHTİDA EDEN BREZİLYALI PAPAZ, HACI İSMAİL HİSSİYATINI ŞÖYLE DİLE GETİRDİ:

"İslâmiyet insanı ne hale getiriyor! Beş sene İslâmiyet'ten hiç haberim yoktu. Ben yirmi sene Hıristiyanlık hakkında ilâhiyat dersi aldım. İslâmiyet hakkında çok az bilgim vardı. On bir sene almış olduğum ilâhiyat dersinde İslâmiyet adına hiçbir özlü bir bilgi yoktu. Etrafta İslâmiyet'le ilgili çok kısa şeyler duyuyordum. On beş sene idarecilik yaptım."