"Neme lâzım!"

Müslümanların ve özellikle de dava sahiplerinin zorluk ve çıkmazlarından olan tahribe yönelik umursamazlıklardan önde gelenlerinden birisi, başlığa koyduğum bu hâl ve manevî musibettendir.

Üstadımızın talebesi ve manevî evlâdı, Kore gazisi ve manevî vekillerinden olan Bayram Yüksel ağabeyden gençlerle olan bir sohbetinde bizzat duyduğum şu hatıramı anlatarak konuya gireyim. "Kardeşlerim Üstadımız şu dört şeyden ve bahane bulmaktan hiç hoşlanmazdı: 1- Hastalık, 2-Neme lâzımcılık, 3- Yorgunluk 4- Havalecilik!" Yani hizmeti ve işi bir başkasına atmak. Bu hatırayı naklettikten sonra tarihe geçen çok önemli şu tespiti nazara verelim.

Kanunî Sultan Süleyman devletin olabilecek en yüksek seviyelere çıkan ve kırk altı sene Padişah ve Hükümdar olarak kalan Osmanlı'nın en değerli idarecilerinin başında gelir. O, "Muhteşem Sultandır!"

Bu koca Sultan, günün birinde "Osmanoğulları da inişe geçer çökmeye yüz tutar mı" diye zaman zaman düşüncelere dalarmış. Birçok meselede olduğu gibi bu endişe ve düşüncesini süt kardeşi meşhur alim Yahya Efendi'ye açmaya karar verir. Yahya Efendiye el yazısıyla gönderdiği mektupta: "Sen İlâhî sırlara vakıfsın. Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi hâlde çöker Osmanoğullarının âkibeti nasıl olur Bir gün olurda izmihlale parçalanmaya uğrar mı" der. Devrin kudretli sultanı Muhteşem Süleyman'dan gelen bu mektubu okuyan Yahya Efendi'nin cevabı gayet kısa ve nettir! "Neme lâzım Sultanım!"

Topkapı Sarayı'nda bu cevabı hayretle okuyan Sultan bu söze bir mana veremez, endişesi daha da artar. Zira Yahya Efendi gibi ciddî bir zat, ciddî bir meseleye böylesine basit bir cevap vermemeliydi! "Acaba bilmediğimiz bir mana mı vardır bu cevapta" diye kendi kendine söylenmeye başlar.

Kafasını kemiren bu sorunun cevabını bulmak için Kalkar Yahya Efendi'nin Beşiktaş'taki dergâhına gider. Ona; sitem dolu bir şekilde: "Ağabey ne olur mektubuma cevap ver, sırlı geçiştirme, soruyu ciddiye al!" diyerek sorusunu tekrar eder.

Yahya Efendi duraklar! Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz etmiştim!"

Sultan Süleyman: "İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım! Sadece 'Neme lâzım sultanım!' demişsiniz. Sanki 'Beni böyle işlere karıştırma' der gibi bir mana çıkarıyorum!"