Dönüm noktası!

Uluslararası Para Fonu verilerine göre, toplam 30 trilyon dolarlık ekonomiye sahip ve dünya ticaretinin dörtte birini gerçekleştiren BRICS zirvesi bugün Tataristan'ın Kazan kentinde başlıyor. Türkiye'nin tam üyelik müracaatı yaptığı grup toplantısına Cumhurbaşkanı Erdoğan yarın katılacak. Bölgede iki devletli çözümü isteyen Rusya Devlet Başkanı Putin, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ı da zirveye davet etti. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de geliyor. BRICS Zirvesi'nde, birliğin genişlemesinin yanı sıra finans, teknoloji ve gıda ticareti gibi başlıklarla birlikte maddeleri dolarsız ticaretle alternatif ödeme sistemlerine karar verilecek. Batılı ülkeler tarafından tarihin en büyük yaptırımına maruz kalan Rusya yerel para birimleriyle ticaret yapılmasını dört gözle bekliyor. Rusya'nın özellikle Çin, Hindistan, Afrika ve Orta Asya bölgelerindeki ülkelerle yaptığı ticaret önemli oranda yerli para birimleriyle yapılıyor. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın kurucuları arasında yer aldığı BRICS, Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emîrlikleri'nin de üyelikleriyle genişledi. İsrail'in hedef tahtasına koyduğu Suriye de tam üyelik müracaatı yapan ülkeler kervanına katıldı. Zirvede 32 ülke temsil ediliyor, 24 ülke devlet lideri düzeyinde katılım gösterecek.

Peki Türkiye'nin bu birliğe üye olması AB'den tamamen ümidini kestiği anlamına mı geliyor Hayır ama bizi yıllarca oyalayarak kapıdan içeri sokmayan Avrupa'ya çok büyük ve anlamlı bir ders amaçlanıyor. Türkiye'nin BRICS üyeliğiyle ilgili zamanlaması iki açıdan çok isabetli. İlk olarak Avrupa ekonomisi Ukrayna savaşı dolayısıyla çok ağır darbe yedi. Almanya resesyona sürükleniyor. Euro Bölgesi'nin büyüme hızı yıllık 0,3 ile son derece düşük. Fabrikalar teker teker kapanıyor. 11 milyon kişi işsiz. Buna karşılık Asya Pasifik bölgesinde hızlı toparlanma var. Türkiye'nin niyeti yeni ekonomik düzeninin aktif oyuncusu olmak. İşte bunu elde etmek için, BRICS'in kurumsal yapıya dönüşmeden içinde yer almak. Bu durumda hem alınacak kararlarda hem de işleyiş kurallarının belirlenmesinde söz sahibi olacak. İşte bu toplantı bizim için dönüm noktasıdır! Türk ekonomisi yüksek faiz ortamı dolayısıyla ihracatla büyüme modelini uyguluyor.