Güvenlik garantilerinde stratejik uyum sorunu

Bir önceki yazıda, Ukrayna barışı için öngörülen güvenlik garantilerinin neler olacağı, lojistik imkânların nasıl sağlanacağı gibi konularda Avrupa'nın önce kendi içinde anlaşması gerektiğini belirtmiş, bunun Avrupa için yeni bir güvenlik mimarisinin inşası anlamına geldiğini söylemiştim. Bu tespitin ardından da, AB'nin ortak savunma ve güvenlik politikasında yıllardır bir sonuca ulaşamadığı göz önünde bulundurulduğunda, bu yeni güvenlik mimarisine kısa sürede ulaşmasının zorluğundan bahsetmiştim.
Avrupalı liderler Washington Zirvesi'nden ülkelerine dönerlerken, Beyaz Saray'daki oturma düzenindeki "çaresizliklerini" muhakkak konuşmuşlardır. Liderler, "Avrupa'nın güvenliği için bu duruma geçici bir dönem katlanalım" diyerek birbirlerini teselli etmiş olabilirler. Ancak, benzer muamelelerle daha uzun bir dönem karşılaşmamak için kendi aralarında stratejik uyum sorununu halletmeleri gerektiğini düşünmüşler midir, bilinmez.
Düşünseler bile, Avrupa içi uyum konusunun zorluğunu her yeni krizde deneyimledikleri için Trump'ın dayattığı kurallara tabi olmayı daha kolay bulabilirler. Avrupa çok uzun süre, NATO'ya alternatif olmayan ancak tamamlayıcı nitelikte kendi güvenlik mimarisine ihtiyaç olduğunu tespit etti. Avrupa'nın ekonomik olarak buna kaynak aktarabilecek kapasitesi var. Ancak, siyasi irade ve stratejik uyum eksiliği bu güvenlik mimarisinin gerçekleşmesini mümkün kılmadı.
Zelenski, "NATO'nun 5. Maddesi'ne benzer bir çerçeve oluşturmaya çalışma konusunda" Avrupalı liderlerle anlaştıklarını söylese de, Avrupa içinde yürüyen tartışmalar hiç de iyiye alamet değil. Avrupa'da, hem iktidarlar hem de liderlerin geleceği ve siyasetin yönü konusunda bir belirsizlik var. Avrupa'nın iki lider ülkesinde iktidarların ömrü pamuk ipliğine bağlı. 2027'de Fransa siyasetinde dengeler değişebilir. Almanya'da koalisyon birçok konuda uyum sorunu yaşıyor. Doğu Avrupa ülkeleri Washington Zirvesi'ne çağrılmamalarını bile Fransa ve Almanya'nın sorunu olarak görüyorlar.