ÇANAKKALE DEVLER SAVAŞI

Çanakkale Muharebeleri'nden Mustafa Kemal Atatürk'ü silmek isteyen tarih nankörleri, planlı ve sürekli bir tarih yazma yarışına girdi. Evliyaların Çanakkale Muharebeleri'nde düşmanı yendiğini; cübbelilerin, yeşil sarıklıların Türk askerini koruduğunu iddia eden bir tarih oluşturma gayreti mantar gibi türedi. Tarihi belgeler ve savaşa katılan yabancı askerlerin yazdıkları, Mustafa Kemal'e dünyada imrenilecek bir komutanlık rolü verir. Ve Mustafa Kemal'in doğum yeri Çanakkale Kemalyeri'dir

----------------------------------

1- Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'nda savaştığı cepheler.

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas, Kanal (Mısır), Suriye-Filistin, Irak, Hicaz-Yemen, Romanya-Makedonya-Galiçya ve Çanakkale cephelerinde savaş halindeydi.

Kafkasya cephesinde Rusya'yla, Kanal cephesinde İngiltere'yle, Suriye-Filistin cephesinde İngiltere'yle, Irak cephesinde İngilizlerle, Hicaz-Yemen cephesinde İngiltere'yle, Romanya-Makedonya-Galiçya cephesinde Rusya, Romanya ve Fransa ile Çanakkale cephesinde İngiltere ve Fransa'yla ile savaşmıştır.

2- Çanakkale Muharebeleri savaş tarihinde neden çok önem taşır

Çanakkale Muharebeleri ya da Gelibolu Harekâtı, tarihte o ana kadar yapılan en büyük amfibi harekâttır. İkinci Dünya Savaşı'nda Müttefik kuvvetlerin yaptığı Normandiya Çıkarması'ndan önceki en büyük çıkarmadır.

Çanakkale Harekâtı, başta Balkan Savaşı olmak üzere, uzun süren askerî yenilgiler döneminden sonra küçülen, yıkılış döneminde bulunan, önemli moral ve itibar kaybına uğrayan Osmanlı Devleti'nin kazandığı ilk büyük cephe savaşıdır.

Balkan Savaşı'nda büyük felaket yaşayan Türk Ordusu, Çanakkale zaferiyle küllerinden doğmuş ve gelecekte Millî Mücadele için gerekli ruhun var olduğunu göstermiştir.

Çanakkale Zaferi, Millî Mücadelenin ve Cumhuriyet'in önsözüdür. Mustafa Kemal, Çanakkale'de Millî Mücadele'nin çekirdek kadrosunu oluşturur. Çanakkale, Mustafa Kemal'in tarih sahnesine ve Türk Milleti'nin huzuruna çıktığı devler savaşıdır. Türk Milleti, Çanakkale'de Anafartalar Kahramanı ile tanışır. Bu açıdan, Mustafa Kemal'in doğum yeri Çanakkale'de Kemalyeri'dir. Kemalyeri, Mustafa Kemal'in muharebenin başında gözetleme yerine verilen isimdir. Eğer Çanakkale zaferle sonuçlanmasaydı, Millî Mücadele yolculuğu başlatılamaz, Türk İstiklal Savaşı yapılamazdı.

3- İngiliz ve Fransız donanması 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazı'nı geçemedi. 200 yıldır yenilmeyen İngiliz donanması nasıl yenilgiye uğratıldı

İngiliz ve Fransızlardan oluşan İtilâf donanması, 18 Mart 1915 günü savaş gücünün neredeyse üçte birini kaybetti. Üç büyük savaş gemisi, iki muhrip ve yedi mayın tarama gemisi batırıldı. 800 kişilik zayiat verdiler. Türk tarafının kaybı ise, 26 şehit ve 53 yaralıdır. 200 yıldır yenilmeyen Büyük Britanya İmparatorluğu için büyük bir travmaydı bu yenilgi.

İngiltere Deniz Kuvvetleri Bakanı Churchill, bu harekât için şunları söyler: "1915 yılında bütün Avrupa'da milyonlarca insanın hayatı ortaya konulmuş, büyük taarruzlar yapılmıştı Fakat bunların hiçbiri Nusret'in döktüğü mayınlar kadar harbin devamına ve düşmanın istikbaline etkili olacak bir başarı gösterememiştir."

Churchill'in andığı Nusrat mayın gemisi, gerçekten 18 Mart'ın kahramanıdır. Nusrat mayın gemisi, muharebe gemilerinin manevra yaptıkları Erenköy Koyu'nun tam burnu istikametinde, 78 Mart 1915 gecesi, sabah saat 3.20'de 26 mayın döşedi. Bu mayınlara çarpan son 200 yılın yenilmez İngiliz donanması daha ilk günde donamasının üçte birini kaybetti. Türk topçusunun başarısı da kayda değer. 18 Mart Zaferi, Türklerin uzun zamandır kazandığı ilk zaferdi.

4- Çanakkale Muharebeleri denizde ve karada 287 gün, karada 260 gün sürdü. Savaşın karada bu kadar uzun sürmesinin nedeni nedir

Çanakkale Cephesi Komutanı Alman General Liman von Sanders, Türk komutanların hazırladıkları savunma planını değiştirir ve tam tersi bir savunma şeklini Enver Paşa'ya teklif eder. Planı Enver Paşa onaylar. Plan, kıyı hattını zayıf tutmak, geride takviyeler bulundurmak ve düşmanın kıyıya çıkış yerine göre saldırıya geçmek esasına dayanır. Türk komutanların planı ile çelişen bu savunma sistemi, düşmanın kıyıya çıkmasına adeta müsaade ediyordu.

Savunma Bölge Önceliği konusunda da, Türk Komutanları ile Sanders arasında ayrılık vardı. Mustafa Kemal ve diğer Türk komutanlar birinci derecede savunma önceliğini Gelibolu Yarımadası'na vermişlerdi. Alman Ordu Komutanı, düşman çıkarmasının Gelibolu Yarımadası'na yapılacağını kabul etmiyordu.

Bu savunma planına Türk komutanlar şiddetle itiraz ederler. 9'uncu Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, 6 Nisan 1915'te bağlı olduğu Kolordu Komutanlığı'na; Yarbay Mustafa Kemal, 3 Mayıs 1915'te doğrudan Enver Paşa'ya; 5'inci Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay Kazım (İnanç) 4 Mayıs 1915'te, doğrudan Enver Paşa'ya mesaj göndererek bu planın felakete yol açacağını yazarlar. Ancak, Enver Paşa bu feryatları dinlemez.

Ayrıca, o dönemde, Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay İkinci Başkanı, kritik şube olan Harekât Şube Müdürü, İstihbarat Şube Müdürü, Ulaştırma Şube Müdürü Alman'dı. Yani tam Alman etkisi vardı.

Sonuçta, Çanakkale'de kıyı hattı kuvvetli olarak savunulmadığı ve böylece düşmanın karaya çıkmasına izin verildiği için 260 gün (8,5 ay) boyunca düşmanı denize dökmek mümkün olmamış ve Türk kanı oluk oluk akmıştı. Muharebelerde, Alman komutanların hatalı kararları da Türk kayıplarının artmasında önemli bir faktör olmuştur.

Alman Genelkurmay Başkanı General von Moltke, Enver Paşa'ya gönderdiği, 10 Ağustos 1914 tarihli yazısında: "Osmanlı müttefikin vazifesi, mümkün olduğu kadar çok Rus ve İngiliz kuvvetlerini bağlamak" demektedir. Bu belge, Alman Genelkurmayı'nın, Türk Ordusu'nu Alman çıkarları için kullanmak istediğinin ve Alman çıkarlarının Türk çıkarları önünde geldiğinin bir göstergesidir.

Çanakkale'de, 500 bin işgalci askeri uzun süre tutarak Almanları Batı Cephesi'nde rahatlattık, ancak karşılığında gürbüz bir nesli de kaybettik.

5- Çanakkale Cephesi'nde gerçek zayiatkayıplarla ilgili değişik sayılar var. Gerçek kayıp sayısı nedir

5'inci Türk Ordusu'nun harp cerideleri, günlük zayiat çizelgeleri ve zayiat raporları incelendiğinde, ayrıca sevk edildikleri hastanelerde şehit olanlar hesaba katıldığında, 3 Kasım 1914'ten 9 Ocak 1916'ya kadar geçen sürede Türklerin şehit sayısı 101.279; 102.603 yaralı, kayıp; 10 bin esir olmak üzere, toplam zayiatın 213.882 olduğu ortaya çıkar.

İngilizlerin zayiatı, 205.000'dir. Fransızların zayiatı ise 47.000'dir.

İtilâf kuvvetleri 252.000; Türk kuvvetleri 213.882 olmak üzere toplam 465.882 zayiat verilmiştir.

Çanakkale, savaş sanatının zirve yaptığı devler savaşıdır. Çanakkale Savaşı'nda Osmanlı Genelkurmay Karargâhı'nda Harekât Subayı olarak görev yapan İsmet İnönü, Türklerin zayiatı konusunda anılarında şu değerlendirmede bulunur: "Türk ordusu şan ve şeref içinde kuvvet ve kudretini cevherinin özüne kadar sarf etmiştir. Uğradığımız zayiatın ağırlığını, bundan sonra harbin devam ettiği üç senede, her cephede hissettik. Harpten sonra da uzun müddet neslimizin gürbüz safları arasında geniş boşlukların acısı çekilmiştir."

6- Çanakkale Cephesi'nde, Mustafa Kemal'in rolü ve etkisi bazılarının dediği gibi abartılıyor mu

Mustafa Kemal, yarbay ve albay olarak 9 ay 13 gün Gelibolu muharebe alanında kaldı. Stratejik bir komuta makamında değildir. Ancak, o makamda bulunanlar adına kararlar verdi ve başarılarıyla stratejik sonuçlar elde etti.

Mustafa Kemal, Çanakkale Muharebeleri'nde dört kez Osmanlı'nın başkenti İstanbul'u, padişahı ve payitahtı kurtarır. Birinci kurtarışı; 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşmana 57 ve 27'nci Alaylarla yaptığı saldırıdır.

İkinci kurtarışı; Anafartalar Grup komutanı olarak, saldırı yapan İngiliz Kolordusu'na, 9 Ağustos 1915'te 7 ve 12'nci tümenlerle yaptığı taarruzdur.

Üçüncü kurtarışı; 10 Ağustos 1915 günüdür. Conkbayırı'na kadar ilerlemiş İngiliz kuvvetlerine yaptığı süngü hücumudur.

Dördüncüsü, 21 Ağustos 1915'te, İkinci Anafartalar Muharebesi'nde çok daha güçlü İngiliz kuvvetlerine yaptığı karşı taarruzdur. Böylece işgal kuvvetlerinin İstanbul hayali son bulur.

İtilaf Kuvvetleri Başkomutanı İngiliz Orgeneral Hamilton, 10 Ağustos 1915'te, anılarına şöyle yazar: "Conkbayırı'nda Türkler, çok iyi bir komutana sahipler. Çok iyi komuta edilen ve yiğitçe dövüşen Türk ordusuna karşı savaşıyoruz." İngiliz Orgeneral Mustafa Kemal'e hakkını verir.

Savaş tarihi yazarı İngiliz yazar Alan Moorehead, Gelibolu adlı kitabında,