Ulus devlet ve CHP'nin tarihi sorumluluğu

Yeni kurulan Türk devleti, 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması'yla uluslararası toplumda tanınır.

29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilir.

Şark'ta (Doğu'da), ilk kez demokratik bir cumhuriyet kuran Atatürk'tür.

Doğu'da, ilk kez din ile dünya işlerini ayıran Mustafa Kemal'dir.

Hilafet, ümmet düşüncesini esas alan bir kurumdu.

Milliyetçilik ve Milli Egemenlik düşüncesi üzerine kurulan, yeni Türkiye'nin bu orta çağ kurumuyla bağdaşması mümkün değildi.

Ve 3 Mart 1924'te, Halifelik kaldırılır.

Fransız eski başbakanı, 1933'te Ankara'dadır.

Çankaya'da, Atatürk'ü ziyaret eder.

Şunları söyler:

"Paşa, size nasıl hayran olmayayım. Ben Fransa'da laik program güden bir hükümet kurmuştum. Bu kabineyi, papazlar devirdi. Siz ise halifeliği kaldırdınız, laik bir devlet kurdunuz. Laikliği, bu topluma nasıl kabul ettirdiniz Dehanızın büyük eseri, laik bir Türkiye Cumhuriyeti kurmak olmuştur."

Atatürk, Osmanlı'nın çok uluslu yapısı yerine; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkeleriyle Türkiye Cumhuriyeti'ni kurar.

Atatürk'ün gerçekleştirdiği devrimin ana hedefi, bir ulus devletin, Türk ulusunun yaratılmasıdır.

Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinin temelini ulus devlet, üniter devlet ve laik devlet yapısı oluşturur.

Ulus devlet anlayışı, etnik, dinsel ve mezhepsel temellere dayanmaz.

Ulus devlette, dil önemlidir.

Üniter devlette ise; tek bir ülke, tek bir egemenlik, tek bir ulus vardır.

1924 Anayasası madde 88'de vatandaşlık tanımı yer alır:

"Türkiye halkına, din ve ırk farkı gözetilmeksizin, vatandaşlık açısından 'Türk' denir."

"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir" der, Atatürk.

Bu tanım; etnik, mezhep, din, cins ayrımı gözetmez.

Ayrıştırıcı değil, birleştiricidir.

Atatürk, en büyük Türk milliyetçisidir:

"Biz doğrudan doğruya milliyetseveriz Türk milliyetçisiyiz."

"Biz Türk'üz, tam anlamıyla Türk'üz. İşte o kadar. Bize iyi müslüman olmak yeterlidir" der, Atatürk.

1924 Anayasası madde 2:

"Türkiye devletinin resmî dili Türkçedir."

Ulus devlette, eğitim birliği vardır.

Atatürk'ün ulus devlet anlayışının temel taşı, laikliktir.

Laik devlet yapısı, Atatürk ilkelerinin kilit taşıdır.

Ulus devlette, "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."

Ulus devletle; "ümmet" "millet", "kul" değerli "birey" olmuştur.

Atatürk'ün ulus devlet anlayışında, inancı, kökeni, mezhebi ne olursa olsun bireyler eşit yurttaş kabul edilir.

1932'de der ki:

"Diyarbekirli, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları ve hep aynı cevherin damarlarıdır."

Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, dünyada örnek alınan bir ulus devlet modelidir.

Türkiye, bağımsız, laik ve millet egemenliğine dayalı bir devlet olarak bugüne kadar gelebilmişse...

Ulus devlet sayesindedir.

Bu yüzden, Türkiye her şeye rağmen, İslam dünyasının yıldızıdır.

Ulus Devlet'le:

Millî birlik ve beraberlik sağlandı.

Çağdaş, laik, demokratik bir yapı oluşturuldu.

Toplumun fertleri, eşit yurttaşlar olarak tanımlandı.

Gelelim, bazı Avrupa ülkelerine...

İngiltere'de, tüm devlet okullarında ve üniversitelerde resmi dil ve eğitim dili İngilizcedir.

Fransa'da, anayasaya göre, resmi dil ve eğitim dili Fransızcadır.

İtalya'da, anayasaya göre, resmi dil ve eğitim dili İtalyancadır.

Almanya'da, resmî dil ve eğitim dili Almancadır.

İsveç'te, anayasaya göre resmî dil ve eğitim dili İsveççedir.

Eee, durum böyleyken...

Başta Fransa olmak üzere, bazı Avrupa ülkeleri anadilde eğitim için, Türkiye'ye sürekli baskı yaparlar.

Bizim topraklar da, işbirlikçi cennetidir.

Amaç ne

Hayallerinin yerle bir olduğu SEVR Antlaşması'na geri dönülmesi...

Yani, parçalanmış bir Türkiye.

SEVR, sevda değil, kara sevdadır onlar için...

Fransa'da, 2022 seçimlerinde, mecliste ikinci büyük gruba sahip sol ittifakın lideri Melenchon ne diyor