2 Ağustos 1990...
Irak, Kuveyt'i işgal eder.
17 Ocak 1991...
ABD öncülüğünde, 37 ülkeden bir koalisyon oluşturulur.
Ve, Irak'a karşı Birinci Körfez Savaşı başlatılır.
Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dı.
"Bir Koyup Üç Alma" rüzgârı estiriyordu.
28 Şubat 1991...
Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra...
Kuzey Irak'taki Kürtleri, Irak lideri Saddam Hüseyin'e karşı korumak için, "Çekiç Güç" sahnede yerini alır.
"Çekiç Güç", ABD liderliğinde İngiliz, Fransız uçak ve helikopterlerinden oluşturulur.
Harekât, Türkiye üzerinden düzenlenir.
Bu uygulama, ABD işgalinin başladığı 2003 yılına kadar 12 yıl sürer.
Çekiç Güç, Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti'nin kurulmasında şemsiye görevi yapar.
Ve, PKK terör örgütünün canlanmasına da uygun ortam sağlar.
Hem de, Adana'nın İncirlik ve Diyarbakır'ın Pirinçlik üslerinden kalkan uçaklarla.
Ve, "Çekiç Güç" sayesinde, Kuzey Irak'ta Kürt Devleti'nin ilk halkası tamamlanır.
Türkiye, hem çok cömertti hem de çok cesur...
Tarihten ders almayan yöneticiler de, çok memnundu.
Gel zaman, git zaman...
Özal'ın, "Bir Koyup Üç Alma" politikasından 25 yıl sonra...
2015 yılı, Mayıs ayının ilk haftası...
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani, ABD'yi ziyaret eder.
Beyaz Saray'da, Devlet Başkanı protokolü uygulanır.
ABD Başkan yardımcısı Biden, Barzani'ye müjdeyi verir:
"İkimizin de ömrü, Kürdistan'ın bağımsızlığını kendi gözlerimizle görmeye yetecek."
Barzani, çok mutludur:
Gelişmeler, aslında bir zincirin halkalarıydı...
Türkiye'ye Suriyeli sığınmacı akını, ilk olarak Nisan 2011'de başlar.
Türkiye, Suriyelilere yönelik "açık kapı politikası" uygulayacağını ilan eder.
Ve gelinen aşamada, dünyanın en fazla göçmenini barındıran ülke olur.
Türkiye, hem çok cömertti hem de çok cesur...
Esad, Kaddafi ve Saddam rejiminin devrilmesi, ABD ve İsrail'in Ortadoğu'daki stratejik hedefleriydi.
Bağımsız adım atamayan, ABD'ye ve Körfez ülkelerine sürekli muhtaç üç ülke ortaya çıktı: Suriye, Libya ve Irak.
Bu üç ülkenin dağılması, ABD için muhteşem bir başarıydı...
İşte...
Nefes kesen bu gelişmelerin son durağının, Türkiye olduğu gerçeği artık sır olmaktan çıkar.
Ve, "Terörsüz Türkiye" süreci başlatılır.
Barzani yönetimi, DEM Parti, PKK terör örgütü ve destekçileri, "Yüz yıldır devlet olmamız engellendi" derler.
Ve suçu, Lozan Antlaşması'na yüklerler.
Suçu, Cumhuriyet'e atarlar.
Suçu, 1924 Anayasası'na yüklerler.
Aslında, onlara göre, en büyük suçlu: Atatürk'tür...
PKK terör örgütü, "silah bırakma" açıklamasında...
Lozan'ı, Cumhuriyet'i ve 1924 Anayasası'nı reddeder; Sevr'e dönüşün gerekli olduğunu söyler.
Türkiye'nin BEKA tehdidi olarak kabul ettiği, Suriye'deki PKKYPG terör örgütü, birden SDG (Suriye Demokratik Güçleri) olur.
SDG, kulağa hoş gelsin diye, 2017'de ABD tarafından bulunmuştu.
PKKYPG, PKK'nın silah bırakma çağrısının, Suriye'deki YPG'yi kapsamadığını ve silah bırakmayacağını açıklar.
Suriye'deki PKKYPG, 80 binin üzerinde silahlı terörist gücüyle özerkliğini ilan etmiştir zaten.