Fatih Altaylı'dan Orkun Özeller'e...

Dün (3 Ekim 2025), Gazeteci Fatih Altaylı'nın ilk duruşması vardı.

103 gündür tutuklu...

103 gün...

Bir takvim yaprağı değil.

Yüz üç ayrı gece.

Yüz üç ayrı sabah...

★★★

Ekrem İmamoğlu, 225 gündür...

Necati Özkan, 225 gündür...

Hasan Akgün, 123 gündür...

Zeydan Karalar, 58 gündür tutuklu...

Ümit Özdağ, 148 gün tutuklu kaldı...

★★★

Fatih Altaylı'nın savunmasından bir bölüm:

"Şanslı olmayan çocukların da benim kızım kadar, çevremdeki insanların çocukları kadar şansı olabilsin istediğim için buradayım..."

Ve dedi ki:

"Bunu yapıyorum, çünkü bu ülkeye borcum var. Bu borcumu bu ülkenin gençlerine ödemeye çalışıyorum. Başkalarının evlatlarını da kendi kızım kadar önemsiyorum. Bunun için yazıyorum, konuşuyorum..."

Ve sonra, bir iç çekişle;

"Sanıyorum biraz fazla konuşuyorum..." dedi.

★★★

Ama, bu bir savunma değildi...

Vicdanın sesiydi...

Kızına, gençlere ve bu ülkeye verilmiş bir sözün yankısıydı.

★★★

Ve karar verildi:

Tutukluluğa devam.

Bir sonraki duruşma:

26 Kasım 2025.

★★★

Biz, onu ekranlardan tanıdık...

"Teke Tek-Bilim" programı ile, bilime küskün bir ülkeye bilimi sevdirdi.

"Tarih" programıyla, geçmişini unutan bir millete, hafızasını hatırlattı.

★★★

Ve şimdi tutuklu...

Ama, YouTube kanalı, hapishane duvarlarını aşan bir çığlık gibi...

Dört duvar arasında değil, vicdanlarda yankılanıyor...

Boş koltuğu, rekorlar kırıyor.

İletişim fakültelerinde okutulacak bir ders değerinde...

Doktora tezlerine konu olacak bir inceleme konusu...

★★★

Altaylı'nın savunmasındaki dört sözcük:

"Bu ülkeye borcum var..."

Ne altınla ödenir ne de suskun kalmakla...

Derin acılar, sessizlikte haykırır çünkü...

Bir annenin duasında susar, bir gencin bakışında yanar...

Ve aslında, bir dönemin tanıklığıdır yaşanan...

★★★

Orkun Özeller...

Emekli Albay...

Terörle mücadele görevinde bulunmuş, Kahraman bir Türk subayı...

Askerlik Andı'na bağlı, Mustafa Kemal'in askeri...

16 gündür tutuklu...

★★★

2 Ekim 2025'te, avukatına ve ailesine haber verilmeden Ordu Cezaevi'nden Silivri'ye nakledildi...

Meşhur, Silivri'ye...

★★★

Ve oradan, bir not düştü tarihe...

Dedi ki:

"Namı değer Silivri cezaevinde bulunuyorum. Ülkemizi felakete götürdüğüne inandığım, terör örgütünün muhatap alınarak devletimizin itibarının zedelendiği malum sürece, büyük engel olduğuma ben de inanıyorum artık..."

★★★

Bu not, aslında bir sitem değildi.

Orkun Özeller, ettiği yeminde yaşıyor.

Ve o yemin, Askerlik Andı, hiçbir duvara sığmaz...

Yürektedir, askerin namus ve şerefidir...

★★★

Askerlik Andı; vatana, millete, devlete, Cumhuriyet'e ve Atatürk'e bağlılık sözleşmesidir.

Ve ömür boyu sürecek bir anlaşmadır...

★★★

Bilirsiniz...

Osmanlı döneminde meşhur karakollar vardı.

Bekirağa Bölüğü, nam salmıştır mesela...

Bekirağa, acımasızlığı ile tanınan, dönemin İstanbul Muhafız Komutanı'nın adıdır.

Yani, askeri cezaevinin komutanı.

Tarihe Bekirağa olarak geçen bu cezaevi, adını bu muhafız komutanından alır.

★★★

Bekirağa, okuma yazma bilmediği halde, İkinci Abdülhamid'in himayesinde Binbaşı rütbesine kadar yükseltilir.