Virgül eksikliği, anlam bulanıklığı
Şapka Deyip Geçmeyin-43 Anlatım Bozuklukları-24
Bu tür cümlelerde yazarın neyi anlatmak istediği belli değildir. oğunlukla da mânâyı bozacak bir yazım yanlışı veya noktalama hatâsı, bulanıklığı pekiştirir.
*"Her devlet yapısı itaat ve disiplini kendi egemen alanında tahkim etse ve müfredatta buna bağlı kılınsa bile, belli şeylerin değişebileceği muhakkaktır."
*"Oysa Gazze'nin yoklukları ile uğraşanlar asıl yıkılan ve çökenler değil, küllerinden ve imanlarının kaviliğinden tüm dünya topraklarında yeşermeye başladılar."
* "Ekolojik dengenin korunmasında hareket tarzımız Amerikan eski Başkanlarından Franklin'in verdiği mesaj önemlidir."
*" Dava sahibi olabilmenin, dava yükünü adımlarında hissedebilmenin, yürümenin mahiyetini gerçek manada anlamlandırılmasına ve gidilecek yolun zorluğunun nitelendirilmesine bağlanmıştır."
Isınma kâfi ise, daha okkalı bir misal:
*"Daha bir hakikatin tarih ve tesirini yapamayacakken, onun uygulanmasına bile kulak asmadan neticelerinden ve tesiratının faydalarından bahsetmek ve görüş beyan etmek ise gaflet ve cahilliktir."
Anlayamadığım bir cümle için "görüş beyan etme" gaflet ve cahilliğinden kaçınmak için susuyorum.
*"Hayatın içerisindeki kabullenilecek gerçek; Biri, padişahın vazifesidir. Bazan emrindekiler onun angaryasını çeker, onları besler. Diğeri vazifelilerin görevidir ki emrolunanı yapar."
Kim kimi besler, kim ne angaryası çeker Beşinci Söz'ü okumayan biri için cümle Arap şaçı!
***
Mânâ bulanıklıklarının bir sebebi de başta virgül olmak üzere noktalama hatâsı veya eksikliğidir. Noktalamadaki eksiklik/hatâ, mânâya tesir etmiyorsa sadece noktalama pürüzü olarak kalır; kahrı çekilir fakat kelimenin türünü, dolayısıyla cümlenin manâsını da değiştiriyorsa anlatım bozukluğu şumûlüne girer.
"Canım şapka olmasa da virgül konmasa da iyi kötü anlatılmak istenen fark ediliyor; mesaj ulaşıyor" gibi bir itiraz, Nurları okuyan, Kur'an'ın 40 vecihle mûcize oluşunun harika izahlarını mütâlaa eden, Bediüzzaman'a talebe olan kişilere yakışacak bir şey değildir.
"Bsmllh h.r h.yrın başdr."
Yukarıdaki ifadeyi, okuyanlar anlamıştır. Nasıl olsa anlaşılıyor diye kelimelerin aslî harflerini böyle tırpanlasak, hattâ "Tasarruf ediyoruz işte!" diye bir de müdâfaa yapsak... Olur mu yâni!
***
*"Ali, Ahmet, Hasan ve Selim'den zekîdir."
-Kim kimden zekîymiş
-Ali, diğer zikredilenlerden zekîymiş işte.
-Hayır, cümle öyle demiyor. Cümle, ismi zikredilmemiş bir zekâ sahibinin (gizli öznenin), Ali de dahil dört kişiden zekî olduğunu söylüyor.
-Ali'nin, diğer üçünden zekî olduğunu anlatmak için ne yapacağız peki
-Ali; Ahmet, Hasan ve Selim'den zekîdir.
Zaten noktalı virgülün kullanılmasının elzem olduğu yerlerden birisi budur: Özneyi diğer ögelerden ayırmada virgülün yetersiz kalması durumunda, özneden sonra mutlaka noktalı virgül kullanılır.
*"Risâle-i Nur ( ) talebelerinin ( ) imanla kabre girmesini ..."
Bu ifadede virgül eksiktir. Virgülü koyacağımız yere göre mânâ farklılaşır: