Zafere giden yol

Kadıköy'e maçın birinci dakikasından itibaren rakibini sinirlendirmek, faullerle yıldırmak ve oyunu soğutmak için çıkmış bir Alanyaspor, golü bulunca bu stratejisini abartarak oynadı. kinci yarının başında erken bulduğu gollerle öne geçen Fenerbahçeli futbolcular, rayından çıkmış oyunda fi ziksel teması eksik bırakarak oynadığı bir anda beraberliğe yakalanarak, kalan dakikalarda rakibi kadar skorun getirdiği gerginlikle mücadele ettiler. Fenerbahçeli artık şunu iyi anlamalı. Kazanmak için her hatlarıyla dört dörtlük olmak zorundalar. Hocası en doğru hamleyi yapacak, oynayan en iyi performansı sergileyecek, taraftarı atmosferi en dayanılmaz hale getirecek. Bunlardan eksik kaldığı anlarda hiçbir desteği olmayan yalnız bir takım Fenerbahçe. Tarihinde kazandığı tüm şampiyonluklarda zoru başardılar. Deplasmanlarda yenilmez takım olmalarına karşın kendi evinde kaybettikleri puanlarla Galatasaray'la kafa kafaya giden sezonda, sezonun sonuna daha çokça zaman varken iki puan geriye düştüler. Buraya getiren kendileri, buradan geri döndürecek olan yine kendilerine olan inanç olacak. Yakında vizyona girecek olan Zaferin Rengi filmine konu olan İstanbul'un işgal yıllarındaki Fenerbahçeli futbolcuların üzerlerine giydikleri forma sadece Sarı-Lacivert çubuklu değildi, vatan müdafaasıydı. Tarihinde bu bilince sahip kulüp geride kalan haftalarda üzerine yeniden bu bilinci kuşanarak çıkmak zorunda. Hakemlerden, rakiplerden, futbol federasyonundan şikayet ederek, o niye oynamıyor, bu niye formsuz diye gereksiz gündemler oluşturarak değil; kulübün genlerinde bulunan dayanışma ve başkaldırıyı ayağa kaldırarak şampiyon olabilirler. Bundan uzaklaştıkları her an Alanyaspor maçında olduğu gibi rakipleri 'Real Madridmiçcesine' oynayacak. Zafere giden yol, gül bahçesi değil. Bu net!