Avcı, denge ve Meunier

Avrupa'da hücum futbolu oynatan hocalar revaçta, diyordu radyodaki ses geçen gün arabamı kullandığım sırada. Otobanın çizgileri gözümün önünde akıp giderken, bu söz takıldı aklıma: "Hücum oynatan hocalar." Şans bu ya, önüme The Athletic'te Rafa Benitez'le yayınlanmış bir röportaj çıktı. Soru, değişen futbol hakkında onun fikri ve kıyası üzerineydi. Benitez bu soruya "Bugünün futbolu hâlâ eskiye epey benziyor. Sosyal medyada veya medyada hücum futbolu fikrini satabilirsiniz. Bu harika, ama kazanan takımlar hâlâ dengeli olanlardır" diyordu. Radyoda duyduğum o sesin sahibinin fikri, sadece bizim topraklarda çınlamıyor. Günümüzde futbolun konuşulduğu her yerde. Benitez de buna yanıt veriyordu. Hücum futbolu, harika bir pazarlama ürünü, ancak geçmişten bu yana savunmayla hücumu dengeli yapanlar kazanıyor. Bu asla değişmeyecek. Maçları 4-3 kazanan takımlar nadiren tutarlılığa sahip olur ve şampiyonluklar kazanır. Çok sayıda 1-0 maç kazananlarsa, kazanmak için gerçekten çok iyi savunma yapmaları gerekir. Buna inanan Benitez, şöyle bitiriyordu sözlerini "Manchester City çok gol atıyor ama çok az gol yiyor." Abdullah Avcı ile bugün, neden hücum futbolu oynatmıyorsunuz, diye sorarak sohbete başlasak; alacağımız yanıt eminim ki, Benitez'in söylediklerine yakın olurdu. Abdullah hocanın takımı bunun dengesini zaman zaman kaçırıyor olabilir. Dünkü Pendikspor maçının büyük bölümünde olduğu gibi. Üstelik o anlarda mükemmel savunma da yapmıyordu. Ancak bir hücum futbolu fantezisi peşinde de değildi. O yüzden, önce savunup sonrasında bulduğu ilk fırsatı gole çevirerek stanbul'dan evine mutlu döndü. Bu futbolu keyifli hale getirecek olan kaliteli futbolcular. Ha bir de kalitenin her zaman fark yaratacağı gerçeği değişmeyecek. Sadece bizde değil her yerde. Bakınız, Thomas Meunier.